
Esas No: 2018/2574
Karar No: 2018/5297
Karar Tarihi: 28.06.2018
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2018/2574 Esas 2018/5297 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesi, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan davada, şüpheliye yapılan iki uyarıya rağmen yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle kamu davasının devam etmesi gerektiği halde durma kararı vermiştir. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Kanun maddelerine göre; TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca erteleme süresi zarfında yükümlülüklere uyulmaması durumunda kamu davası açılması gerektiği belirtilmektedir. Mahkeme kararı, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMUŞTUR ve dosya Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 18/04/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının durmasına dair İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/779 esas, 2017/924 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/05/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 13/10/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği; ayrıca tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edildiği, erteleme kararının tebliğ edildiği,
2- Şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesine uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği ve kendisine burada yazılı olarak yükümlülüklerinin tebliğ edildiği ve yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının ihtar edildiği, ancak daha sonra yükümlülüklerine aykırı davranması üzerine meşruhatlı uyarı müzekkeresi tebliğ edildiği,
3-Ancak şüphelinin tekrar yükümlülüklerine aykırı davranması üzerine TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca “...tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği...” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
4- Yapılan yargılama sonucunda, İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/779 esas, 2017/924 sayılı kararı ile "sanığa çıkartılan uyarı yazısının gerekli meşruhatı içermediği” ve bu nedenle “yargılama şartının oluşmadığı” gerekçesi ile “kamu davasının durmasına” karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2017 kararıyla, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden bahisle davanın durmasına dair karar verilmiş ise de, şüpheli hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/12/2016 tarihli ve 2016/115142 soruşturma, 2016/5244 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için şüphelinin erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi gerektiği, şüphelinin fiilinin ısrar olarak değerlendirilebilmesi için en az 2 kez ihtar yapılmış olması ve şüphelinin usulüne uygun iki haklı ihtara rağmen davete icabet etmemesi veya başka herhangi bir şekilde haberdar olmasına rağmen ısrarla denetime uymaması gerektiği,
Somut olayda, 20/01/2017 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, hükümlünün 06/06/2017 tarihindeki grup çalışması ve vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmayarak denetim planına uymadığından bahisle 15/06/2017 tarihinde uyarılmasına rağmen hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 20/06/2017 tarihindeki grup çalışmasına katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/779 esas, 2017/924 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve tedavi ile birlikte denetimli serbestlik tedbirine hükmedilen şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, şüphelinin de bu ilk çağrıya uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat ettiği,
Bu şekilde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne müracaat eden şüpheliye, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin “Denetim planı” başlıklı 35. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “Haklarında; a) Tedavi ve denetimli serbestlik, ... kararı verilenler için denetim planı hazırlanmaz. Bu yükümlülere yükümlülükleri ile uyması gereken kuralları ve dikkat etmesi gereken hususları içeren bilgilendirme formu tebliğ edilir. Bu form denetim planı yerine geçer.” şeklindeki düzenleme gereğince Yönetmeliğin 42. maddesinde düzenlenen “Yükümlülerin uyması gereken kurallar”ın yazılı olarak imzası karşılığında tebliğ edildiği ve bu kapsamda öncelikle hakkında tedavi tedbirinin uygulanacağının ve sevk edildiği hastanenin tedavi programına uyması gerektiğinin bildirildiği, ayrıca yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde hakkında kamu davası açılacağının da ihtar edildiği, dolayısı ile birinci uyarının doğrudan ilgili müdürlükçe yapılmış olduğu,
Ancak bu ihtar ve uyarıya rağmen, şüphelinin 06/06/2017 tarihindeki grup çalışması ve vaka sorumlusu ile olan görüşmesine katılmayarak yükümlülüklerini birinci kez ihlal etmesi üzerine, yine yazılı olarak uyarılmasına karar verildiği ve “uyarıdan sonra 1 yıl içinde yeniden yükümlülük ihlali halinde tekrar uyarı yapılmadan dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği” uyarısını içeren bu davetiyenin 15/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, bunun da ikinci uyarı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak şüphelinin yapılan bu uyarıya rağmen 20/06/2017 tarihindeki grup çalışmasına katılmamak suretiyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmeyerek, ikinci kez yükümlülüklerini ihlal ettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu hali ile 2 kez uyarılmasına rağmen 2 defa yükümlülüklerini ihlal ettiği görüldüğünden, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulu" gerçekleşmiştir. Bu nedenle mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, “kamu davasının durmasına” karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının durmasına dair İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarihli ve 2017/779 esas, 2017/924 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.