3. Hukuk Dairesi 2013/15973 E. , 2014/831 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2012/394-2013/347
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde, tarafların Fatih 2. Aile Mahkemesi"nin 2005/172 Esas 2006/641 Karar sayılı 10/10/2006 tarihli kararı ile boşandıkları, davalıya 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, davacının ilerleyen süreçte emekli olduğunu gelirinde ciddi bir azalmanın meydana geldiğini, tarafların evli oldukları süre içinde davalının isteğe bağlı sigorta primlerinin davacı tarafından yatırıldığını, davalının emekli olduğunu aylık 700 TL emekli maaşının bulunduğunu sigortasının olduğunu, beyanla Fatih 2. Aile Mahkemesi"nin 2005/172 Esas 2006/641 Karar sayılı kararı ile davalıya hükmedilen 300 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 05/06/2012 havale tarihli dilekçesi ile davanın haksız ve yerinde olmadığını müvekkilinin aldığı emekli maaşının kendisinin ve evin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini, davacının hem davalının hemde müşterek çocuğun nafakalarını ödemediğini, nafaka alanın emekli maaşı almasının kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağını, bu nedenlerle açılmış olan davanın reddine karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, davalının yoksulluktan kurtulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir".
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir.
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Dosya kapsamına göre, davacının boşandıktan sonra emekli olduğu, 2.650 TL emekli maaşının bulunduğu, oturduğu evin kendisine ait olduğu, kira vermediği, bakmakla yükümlü iki çoçuğunun bulunduğu, kızının özel üniversitede okuduğu, yıllık masrafının 15.000 TL civarında olduğu, davalıyla birlikte ikamet eden oğluna aylık 200 TL yardım nafakası ödediği, davalının ise boşandıktan sonra emekli olduğu ve 885 TL emekli maaşı aldığı, babasından kalma bir evde oturduğu, aylık abisine 200 TL kira ödediği anlaşılmıştır.
O halde; çoğun için de az da vardır kuralı gereğince nafakanın kaldırılması isteminin azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının emekli olması yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken, davanın tümden reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.