14. Hukuk Dairesi 2015/16185 E. , 2017/6694 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.10.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından; 02.09.2015 tarihli tavzih talebinin reddine dair verilen kararı Yargıtayca incelenmesi ise davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalılardan ..."ın davacılara olan borcundan dolayı ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2009/15513, 2009/19293 ve 2009/19413 Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, borçlunun diğer davalılarla kayden paydaş olduğu... İli, ...İlçesi, 592, 438, 439, 469, 1146 ve 472 parsel sayılı taşınmazlarda borçlu adına kayıtlı hisselere alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve İcra Mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.Davacılar vekilinin 08.07.2015 tarihli dilekçesiyle, davacılardan... Ltd. Şti"nin kararda davacı olarak yazılmadığını ileri sürerek hükmün tavzih edilmesini talep etmesi üzerine Mahkemece, 02.09.2015 tarihli ek karar ile “davacı vekilinin talebinin HMK"nın 305. maddesine göre hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu” gerekçesiyle “tavzih talebinin reddine” karar verilmiş olup, bu ek kararı da davacılar vekili temyiz etmiştir.1) Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK.304/1. maddesinde “hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine her zaman düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir” şeklinde hükmün tashihi düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 305. maddesinin birinci fıkrasına göre tavzih, hükmün yeterince açıklık taşımaması, infazında tereddüt doğurması veya birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde olanaklıdır. İkinci fıkraya göre de tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Temyiz yoluyla incelenmesi mümkün olan bir husus yeniden yargılama yapılarak tavzih adı altında düzeltilemez.
Somut olaya gelince; davacı ...Ltd. Şti"nin diğer davacıyla birlikte kendisini aynı vekille temsil ettirdiği, ...10. İcra Müdürlüğü"nün 2009/19293 Esas sayılı icra dosyasında alacaklı olup, ...7. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/516 Esas, 2014/377 Karar sayılı dava dosyasında da eldeki davayı açmak üzere İİK.nun 121. maddesi uyarınca yetki verildiği, davacılar vekilinin de, davacı şirket ile davacı ... adına eldeki ortaklığın giderilmesi davasını açtığı; farklı bir ifadeyle, işbu davanın dava dilekçesinde adı geçen şirketin davacı olarak gösterildiği ancak karar başlığında yazılmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; mahkemece davacılar vekilinin talebi “HMK"nın 305. maddesine göre hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu gerekçesiyle” tavzih kapsamında değerlendirilerek, “tavzih talebinin reddine” şeklinde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira, davacı şirket vekilinin “davacı şirketin gerekçeli karar başlığında gösterilmesine” ilişkin talebi, HMK.nın 304. maddesine göre tashihe ilişkindir. Anılan talep, hüküm fıkrasına yönelik bir istek olmadığı gibi, tavzih olarak da nitelendirilemez. O halde; HMK"nın 304. maddesi hükmü uyarınca, mahkemece hükümde yapılan açık hataların, resen veya taraflardan birinin talebi üzerine her zaman düzeltmesi mümkün olduğundan, davacılar vekilinin mahkemece gerekçeli karar başlığında yapılan maddi hatanın düzeltilmesine yönelik, davacı şirketin isminin karar başlığında gösterilmesine ilişkin isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle, ek kararın kaldırılmasına karar verilerek davalı ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2) Davalılardan ... vekilinin hükme yönelik temyiz itirazları incelendiğinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun olup, işin esası bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, gerekçeli karar başlığında davacı şirketin isminin yer almaması doğru değil ise de, anılan bu husus maddi hataya dayalı olup, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince bu maddi hatanın düzeltilmesine ve hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 02.09.2015 tarihli ek kararın kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın başlığına davacı ..."nın isim ve adresinden sonra gelmek üzere ...Ltd.Şti"nin davacı olarak eklenmesine ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 20.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.