21. Ceza Dairesi 2015/7996 E. , 2016/4044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme, bedelsiz kalan senedi kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
I- Sanık hakkında "özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme" suçundan kurulan hükme yönelik incelemede:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre hükümlerde düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
5237 sayılı TCK"nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "TCK nın 51/7. fıkrası gereğince sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi ya da yükümlülükleri yerine getirmemesi ve hakimin uyarısına rağmen bu hususlara uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ise de, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK"nun 51/7. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan ""tamamının"" ibaresinin çıkartılarak yerine ""kısmen veya tamamen"" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün kısmen isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, üyeler ... ve ..."ın sanık hakkında beraate hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma yönünde görüş bildirmeleri nedeniyle oyçokluğu ile,
II- Sanık hakkında "bedelsiz kalan senedi kullanma" suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Müştekinin haricen satın aldığı araca karşılık olmak üzere sanığa 13.000 TL değerinde senet düzenleyip verdiği, ancak kısa bir süre sonra araç ile kaza yaptığı ve aracın devrini alamadığından tamir ettirmesi için sanığa teslim ettiği, aradan zaman geçmesine rağmen sanık tarafından tamir ettirilen aracın müştekiye teslim edilmediği gibi müşteki aleyhine suça konu senet üzerinden icra takibi başlattığının anlaşılması karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde bulunduğu gözetilmeden unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraatleri yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, oybirliği ile 04.05.2016 gününde karar verildi. KARŞI OY YAZISI
Sanığın üzerine atılı "özel belgeyi yoketmek" suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı düşünülmektedir.
... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 03.04.2012 tarihli iddianamesinde ve yerel mahkemenin gerekçeli kararında katılanın cebinden çıkarttığı satış sözleşmesinin sanık tarafından alınarak yırtılmak suretiyle yok edildiği iddia ve kabul edilmiştir.
Dosyada mevcut bilgi ve beyanlarına göre, sanığın eşi adına trafikte kayıtlı ... plakalı aracın sanık tarafından katılana haricen satışının yapıldığı, 550 TL peşin para alındığı, bakiye bedel için ise 13.000 TL bedelli, 08.10.2011 düzenleme, 10.12.2011 ödeme tarihli senet düzenlediği, aracın devri gerçekleşmeden katılanın kullanımda iken kaza yaparak hasar görmesi üzerine tamir, onarım ve kasko bedelinin tahsili için aracın sanığın oğluna teslim edildiği, bakiye bedelin katılanca ödenmemesi nedeniyle kullanım süresi ve araç hasar bedeli olarak tespit olunan miktar gözönüne alınarak senetle ilgili olarak icra takibinin yapıldığı ve bu aşamada katılanların sanıkla görüşme yaparak araçtaki sorunların çözümü için biraraya geldiğinde araç satışı nedeniyle düzenlenen ancak dosyada herhangi bir örneği bulunmayan araç satış sözleşmesinin sanık tarafından alınarak yırtılmak suretiyle yok edildiği iddia edilmiştir.
Atılı suçun oluşması için öncelikle bir belgenin bulunması gerekmektedir.
Özel belge, hukuken korunan bir içeriği bulunan ve düzenleyeni belli olan belgedir.
Özel belgenin kendiliğinden hukuki bir sonuç doğurucu niteliği yoksa, hukuki bir işleme esas alınması ya da hak doğurması için başkaca bir belgenin varlığı veya doğruluğunun araştırılmasını gerekli kılıyorsa unsur yokluğu nedeniyle suç oluşmayacaktır.
Katılan, 07.03.2012 tarihli şikayet dilekçesi ile 05.07.2012 tarihli oturumda, sözleşmenin tek nüsha düzenlendiğini ve sanıkta kaldığını, sanıktan sözleşmeyi isteyip bakmak istediğinde sanığın sözleşmeyi yırtarak yok ettiğini idida etmiştir.
Katılanın dilekçe ve beyanına göre sözleşme sanığın elinde ve yedinde iken yırtılmıştır.
Katılan tarafından soruşturma evresinde dosyaya sunulan sözleşme müsveddesine göre de katılana yükümlülük ve borç getiren bir husus bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer yandan sanığın ne soruştuma ne de kovuşturma evresinde atılı suçla ilgili beyanına başvurulmamıştır.
Yırtılmak suretiyle yok edildiği iddia olunan belgede katılan ve sanığın imzalarının bulunup bulunmadığı başka bir anlatımla tarafları bağlayıcı olup olmadığı ve belgenin özellikle katılan lehine hükümler içerip içermediği konusunda da hiçbir bilgi ve beyan bulunmamaktadır.
Suçun maddi konusunu özel belge oluşturmaktadır. Ancak mahkemece, yok edildiği iddia olunan sözleşmenin belge niteliğinde olup olmadığı taraflardan sorularak veya başka bir yöntemle araştırılmış değildir.
Ayrıca hukuken önemi bulunmayan, hukuki bir sonuç doğurmayan şeylere yönelik eylemler, suçla korunan yarara zarar vermeyeceğinden belge olarak kabul edilemez.
Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 07.03.2013 tarih ve 2011/5117 Esas, 2013/3815 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Belge üzerinde tasarruf yetkisi bulunan bir kimsenin belgeyi bozması, yoketmesi veya gizlemesi halinde ise hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının engellenmesi sözkonusu olmayacağından suç oluşturmayacaktır.
Somut olayda da, yırtılmak suretiyle yokedildiği iddia olunan sözleşmenin belge niteliği taşıyıp taşımadığı saptanmadığı gibi katılanın şikayet dilekçesi ile kovuşturma aşamasındaki beyanından anlaşılacağı üzere tek nüsha olarak düzenlendiği ve sanıkta bulunduğunun belirtilmesi ve katılanın beyanına göre de katılanın aleyhine hüküm ifade etmemesi karşısında suça konu sözleşmenin sanığın tasarrufunda bulunduğu ve katılanın bu sözleşmeden yararlanma imkanı bulunmadığı, bu sebeple özel belgede sahtecilik suçunun oluşmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu nedenlerle sanığın beraatine karar vermek gerekirken mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılma imkanı olmamıştır.