3. Hukuk Dairesi 2013/21171 E. , 2014/795 K.- ALACAK DAVASI
- SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
- ZAMAN AŞIMI
- BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 66
- BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 132
- BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 133
- BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 125
- BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 140
- TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 146
- TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 161
"İçtihat Metni"Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davalının, özelleştirme kapsamında bulunan müessese ve işletmede görevli iken sağlık müdürlüğünde görevlendirildiğini, kendisine ödenen fark tazminatlarının döner sermaye ek ödemesinden mahsup edilmediğini ileri sürerek, fazla ödenen 2.073,39 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; kendisine herhangi bir fazla ödeme yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; uyuşmazlığın İdare Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın görev nedeniyle reddine ilişkin verilen hükmün Dairemizin 23.10.2008 tarih ve 2008/12322 E.-17728 K.sayılı ilamı ile bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, bu defa Dairemizin 04.02.2013 gün ve 2012/23811 E.-2013/1523 K.sayılı ilamı ile," Bilindiği gibi zamanaşımı defi, borcu ortadan kaldırmamakla birlikte, bunu ileri süren tarafa, borcu yerine getirmekten kaçınma yetkisi vermektedir. Bu bağlamda, Borçlar Kanunu’nun 66. maddesine göre; nedensiz mal ediniminden dolayı açılacak dava, zarar gören tarafından verdiğini geri almaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu günden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğramaktadır. Anılan Kanunun 132. maddesinde, zamanaşımının işlemesine engel olan ve onu durduran sebepler sıralandığı gibi, 133. maddesinde de zamanaşımını kesen olgular açıklanmıştır. Sebepsiz zenginleşme hukuksal temeline dayalı bu tür davalarda öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı ise kamu kurum ve kuruluşları açısından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1987 gün ve 1987/9-68 Esas, 1987/618 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı gibi, o kurum ve kuruluşların dava açma konusunda yetkili kılınan kişi veya organlarının verdiğini geri almaya (istirdada) hakkı olduğunu öğrendiği tarihtir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; öncelikle gerekli tüm belge ve yazışmalar getirtilerek davalı tarafından yasal süresinde ileri sürülen zamanaşımı defi konusunda irdeleme yapılmalı, özellikle, davacı Hazine yönünden zamanaşımı süresinin, dava açmaya yetkili kişi ya da organının öğrenme tarihi itibarıyla işlemeye başladığı dikkate alınıp, sözkonusu kişi/organ yöntemince belirlendikten sonra öğrenme günü açıklığa kavuşturulmalı, zamanaşımının gerçekleşmediği saptandığında, yersiz ödeme tutarlarının geri alınabileceği gözönünde bulundurulmalı ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, yapılan yargılama neticesinde; İl Sağlık Müdürlüğü Hukuk İşlerinden Adana Defterdarlığının 31/12/2007 tarih ve 44603 sayılı yazısı ile gerekli işlemlerin yapılması hususunda talimat verildiği ve bunun öğrenme tarihi olduğu ancak davanın 1 yıllık süre sonunda 01/02/2008 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Zamanaşımı 818 sayılı B.K"nun 125 ila 140. maddeleri (6098 Sayılı T.B.K"nun 146 ila 161.maddeleri) arasında düzenlenmiştir. Zamanaşımı, belirli bir süre içerisinde hakkını talep etmemiş olan alacaklının, bundan sonra alacağını dava yoluyla talep edememesidir.
Zamanaşımı hukuki açıdan bir def-i niteliği taşımaktadır. Borçlu, borcunu ödemek istemiyorsa borcun zamanaşımına uğradığını ve borcun dava edilebilme niteliği olmadığını açık bir biçimde yargılama süresinde ileri sürmelidir. Zira, 818 sayılı B.K"nun 140.maddesi (6098 Sayılı T.B.K"nun 161.maddesi), zamanaşımı ileri sürülmediği takdirde hakimin zamanaşımını kendiliğinden dikkate alamayacağı hükmünü taşımaktadır.
Sebepsiz zenginleşme hukuksal temeline dayalı bu tür davalarda öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı ise kamu kurum ve kuruluşları açısından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1987 gün ve 1987/9-68 Esas, 1987/618 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı gibi, o kurum ve kuruluşların dava açma konusunda yetkili kılınan kişi veya organlarının verdiğini geri almaya (istirdada) hakkı olduğunu öğrendiği tarihtir.
Somut olayda; mahkemece, dava açmaya yetkili kişi ya da organının öğrenme tarihi olan 31.12.2007 tarihinden dava tarihi olan 01.02.2008 tarihine kadar bir yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.