11. Hukuk Dairesi 2015/12860 E. , 2017/993 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30/01/2015 tarih ve 2014/276-2015/32 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket ile aralarındaki Endüstriyel Yangın Kombine Sigorta Poliçesi"ne istinaden ... Gıda A.Ş. tarafından sigortalanan mısır cinsi emtiaların 09/03/2011 tarihinde davalının kiraya vereni/maliki, sigortalının ise kiracı olarak bulunduğu depoya yağmur sularının sirayeti sonucu zarar gördüğünü, müvekkili şirket tarafından sigortalısına meydana gelen zararlar için dahili su hasar ve ekspertiz raporu doğrultusunda 5.703,26 TL ödeme yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; depolanan emtiada meydana gelen zarara bina gövdesi ile çatının birleştiği yerdeki çatlakların yol açmış olmasının muhtemel bulunduğu, davalı depocunun hilesi veya ağır kusurundan söz edilemeyeceği, davalının deposuna konulan emtianın hasarlanmasına neden olan yağmur sularının sızması olayında taraflar arasındaki hukuki ilişkinin özelliği ve dava dışı kiracının deponun durumunu ve inşaat kalitesini görerek ve bilerek sorumsuzluk maddesini de içerecek şekilde sözleşmeyi imzaladığını, bu durumda davalının hasardan sorumlu tutulamayacağı, zira ağır kusur ya da zarar kastının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, ardiyecilik sözleşmesinden doğan zararın, sigortalıya halefen davalı depo sahibinden tahsili istemine ilişkindir.
2- Mahkemece, kira sözleşmesi kapsamında verilen önceki hüküm, Dairemizce, sözleşmenin BK 474 de düzenlenen Ardiye Sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmedeki sorumsuzluk hükmünün BK 99’a göre yorumlanması gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda, davalıya isnat olunan kusurun hafif kusur mahiyetinde olduğu ve sorumsuzluk sözleşmesi davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3- Olaya uygulanması gerekli BK m. 474 de yer alan “Ardiye sahibi, eşyayı bir komüsyoncu gibi ihtimam ile muhafaza etmeğe mecburdur. Eşyaya tahavvül arız olupta başkaca tedbir ittihazını istilzam ederse, müstevdi mümkün olduğu takdirde bundan müdii haberdar eder. Ardiye sahibi mütat iş zamanlarında emtianın halini tetkik veya muayene ve icabeden tahaffuzi tedbirleri her zaman ittihaz edebilmesi için müdia müsaade etmeğe mecburdur” hükmü uyarınca, kanun koyucu ardiyecilere aynen komisyoncular gibi yüksek özen borcu yüklemiştir. Söz konusu kanun maddesi, “mecburdur” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, emredici olarak düzenlenmiştir.
4- BK 99/2 de yer alan “Hafif kusur halinde, borçlu iptidaen mesuliyetten beraeti tazammun eden şartın dermeyanı sırasında alacaklı borçlunun hizmetinde ise veya mesuliyet hükümet tarafından imtiyaz suretiyle verilen bir sanatin icrasından tevellüt ediyorsa; haiz olduğu takdir salahiyetine istinat ile hakim, bu şartı batıl addedebilir” hükmünden de anlaşılacağı üzere, özel uzmanlık gerektiren ve özel izin (ruhsat) alınarak yapılan meslekler yönünden, hakim, sadece ağır kusur ve kasıt değil, hafif kusurdan sorumlu olunamayacağına ilişkin sorumsuzluk anlaşmalarını da batıl addedebilecektir. Somut olayda, kanun koyucunun ardiyecilere yüksek özen borcu yüklediği, hatta davalının işlettiği deponun da bulunda Serbest Bölgede bulunan işyerleri için Serbest Bölgeler Yönetmeliği ile bu tarz işletmeler için ruhsat alınmasının zorunluluğu ve her türlü tehlikelere karşı tedbir, bakım ve onarım yükümlülüğü getirildiği, Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğünün de bu yönde Genelge yayınladığı dikkate alındığında, sözleşmeye konulan sorumsuzluk kaydının geçersiz olduğu, duvardaki çatlakların kapatılmaması ve buradan giren su sızıntısı sebebiyle mısır emtiasındaki zararın gerçekleştiği olayda davalı kusurlu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, davanın reddine dair yerel mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.