1. Hukuk Dairesi 2014/1926 E. , 2015/570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2009/482-2012/312
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedilerek gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu ... ada 2 parsel sayılı taşınmaza, üzerine demir-doğrama atölyesi inşa etmek suretiyle davalılarca müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, yapıların kaldırılmasına ve geriye doğru 5 yıllık süre için belirlenecek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, çekişme konusu taşınmazın 283 m2"lik kısmını davacıdan haricen satın aldıklarını, satım bedelini 25.09.2003 tarihinde davacıya ödediklerini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların 2004 yılında ödedikleri ecrimisil bedelinin arsa bedelinden fazla olduğu ve elatmanın önlenmesi isteğinin yerinde olmadığı gerekçesi ile, davalıların savunmasına itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dilekçesinde dava değerinin 10.000,00-TL olarak gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, yargılama sırasında 05.04.2010 ve 28.03.2012 tarihlerinde yapılan keşiflerde davalılara ait demir-doğrama atölyesinin davacıya ait... ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde olduğu, atölyenin çevresi ile birlikte davalılarca kullanıldığı tespit edilerek ecrimisil miktarı ile tecavüze konu arsa ve yapı değerlerinin ayrı ayrı belirlendiği, ancak ecrimisil isteği bakımından davacıya talebi açıklattırılmadığı gibi, elatılan taşınmazın arsa değeri ve tecavüzlü yapının değeri üzerinden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 120 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan taşınmazın ve yıkımı talep edilen yapıların değeri ile istenilen ecrimisil miktarının toplamından ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış, 30. madde hükmünde ise ""... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz, HUMK’nun 409. (HMK"nun 150.) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır."" düzenlemesine yer verilmiştir.
Oysa, mahkemece değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmeksizin, ayrıca öngörülen usulü işlemler gerçekleştirilmeksizin sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca, davacıya ecrimisil talebi açıklattırılarak istenilen ecrimisil miktarı ile elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden keşfen belirlenen gerçek dava değeri üzerinden yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerektiği halde anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de, dava konusu...ada 2 parsel sayılı taşınmaz 28.08.1998 tarihinde imar görmüş olup, davalılara ait .... ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı dayanakları ile birlikte getirtilip tecavüz durumunun imar uygulaması ile oluşup oluşmadığı ehil bilirkişiler eşliğinde yapılacak keşif ile saptanmadan sonuca gidilmiş olması da isabetsizdir.
Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.