Esas No: 2021/2352
Karar No: 2022/2615
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2352 Esas 2022/2615 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tapu iptali ve tescil davası ile birlikte tazminat taleplerinin de yer aldığı dava sonucunda, tescil talebi reddedilmiş ve alacak talebi kısmen kabul edilmiştir. Ancak yapılan inceleme sonucunda davacının temyiz isteminin kabul edilmesi gerekirken, reddedilmiştir. Yapılan açıklamalardan sonra, imzalanan sözleşmenin yazılı şekilde kabul edildiği ve davacının edimini yerine getirdiği anlaşıldığı için tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple karar bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 353/1-b/1. maddesi
- Borçlar Kanunu, 163. maddesi (TBK m. 184)
- Medeni Kanun, 2. madde
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30/05/2018 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil (yapsatçı); 2. kademede tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne dair verilen 05/02/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, davalı yapsatçıdan haricen düzenlenen sözleşmeyle alınan konut hakkında tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat, kira ve satış sözleşmesinde belirlenen miktardan eksik metrekareli daire yapımı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin ... ilçesi, 1398 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilecek konut ile ilgili davalı şirket ile 04.05.2011 tarihli gayrimenkul satışına ilişkin ön ödemeli konut satış sözleşmesi imzaladığını, anılan sözleşme uyarınca davalı şirketçe 75.000,00TL olarak belirlenen bedel karşılığında yapılacak konut projesinden brüt 110 m² ve 3+1 (üç oda bir salon) nitelikte dairenin müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını ve satış bedelinin tamamımın müvekkili tarafından ödendiğini, noter huzurunda gerçekleşen kura sonucu 1398 ada 2 parsel üzerinde kayıtlı C Blok 133 nolu dairenin müvekkiline isabet ettiğini belirterek, İstanbul İli, ... İlçesi, 1398 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan C Blok 133 numaralı bağımsız bölümün davalı adına bulunan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tespit ve tesciline, tescilin mümkün olmaması halinde, müvekkilinin bedelini ödemiş olduğu bağımsız bölümün eksiksiz ve tamamlanmış halde teslimi halinde dava tarihindeki gerçek değerinin davalıdan tazmini ile müvekkiline ödenmesine, bağımsız bölümün sözleşmede belirtilen alandan az brüt alanla yapılmış olması sebebiyle şimdilik 5000TL’nin ve bağımsız bölümün geç tesliminden kaynaklanan kira alacakları için şimdilik 3000 TL’nin davalıdan tazmini ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının terditli olarak açmış olduğu davasındaki tescil talebinin reddi, alacak talebinin kısmen kabulü kısmen reddi ile, toplam 475.000,00TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının kira tazminatı ve eksik metrekareden kaynaklı tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir
Davacı vekilinin istinaf istemi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilince yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemektedir. Yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binaya karşılık, bu binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından, bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek açılan tescil davasını kabul edilebileceği” benimsenmiştir.
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde de Borçlar Kanununun 163. maddesi (TBK m. 184) gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir.
Yapılan bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; taraflar arasında imzalanan sözleşme, yazılı şekilde yapılmış olmakla geçerlidir. Davalı yapsatçı olduğu ve halen tapu maliki de olduğuna göre, inşaatın geldiği seviyenin ve teslimin gerçekleşmemiş olmasının somut olayda önemi bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre, davacının sözleşmeden doğan edimini yerine getirmiş olduğu anlaşıldığından, taşınmazın güncel tapu kaydının getirtilerek davalı adına kayıtlı olması halinde, tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozma sebebine göre davacının diğer taleplerinin reddine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine geçilmemiş ve bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.