17. Hukuk Dairesi 2017/1932 E. , 2019/11040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... İnşaat San. Sınai Gazlar Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davalı ... şirketi nezdinde ... poliçesi ile sigortalı bulunan, davalı ...’ün maliki, davalılar ... Ltd. Şti, ... ve ...’ın işleteni olduğu, diğer davalı ...’in sürücüsü olduğu aracın, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle şerit tecavüzü yaparak davacı ...’ın sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu 06/08/2002 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının ağır şekilde yaralandığını ve malul kaldığını, madden ve manen büyük bir yıkım yaşadığını beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 14.299,55 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi limitle sınırlı olmak kaydı ile) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 17.12.2004 tarihli celsede davalı ... hakkındaki davalarını atiye bıraktığını beyan etmiştir.
Davalılar ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd.Şti, ... ve ... vekili; müvekkillerinin işleten sıfatı bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından davalı ... aleyhine açılan dava atiye bırakıldığından atiye bırakılan bu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından davalı ... Şirketi (HDI) aleyhine açılan maddi tazminat davasının davalı ... şirketi poliçe limiti dahilinde tüm hasar ve maluliyet tazminatlarını ödemiş olduğu anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın konusu kalmadığından konusu kalmayan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından davalılar ... ile ... İnş. San ve Sınai Gazlar Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle 4.797,80 TL maddi tazminat ile (hasar tazminatı) takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan 06/08/2002 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından davalılar ..., ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, fazlaya ait diğer taleplerin reddine dair verilen karar, davalı ... İnşaat San. Sınai Gazlar Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd.Şti, ... ve ... vekili; müvekkillerinin işleten sıfatı bulunmadığını sözkonusu araçta bir defa tüp taşınması ve tüplerin ...’a teslim edilmesi işletenlik sıfatını kazanmak için yeterli olmadığını savunmuş; bu hususu ispat bakımından, araç kaydının müvekkilleri üzerine olmadığını, sigorta poliçesinin müvekkilleri tarafından düzenlenmediğini ve primlerinin de müvekkilleri tarafından ödenmediğini, davalı sürücü ile işçi-işveren ilişkilerinin bulunmadığını, ticaret sicil kayıtlarını delil olarak sunmuştur. Mahkeme tarafından, kaza tarihi itibariyle davalılardan ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd.Şti’nin işleten sıfatıyla zarardan sorumluluğuna hükmedilmiştir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
Diğer yandan, 2918 sayılı KTK"nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Bu maddeler uyarınca, davalı şirketin gerçek işleten malik yerine farazi işleten olarak sorumlu tutulabilmesi için, araç üzerindeki eylemsel egemenliğin kesin biçimde bu yere geçtiğinin ortaya konulması gerekmekte olup, Hukuk Genel Kurulu"nun 06.05.2015 tarih, 2013/17-2197 Esas ve 2015/1302 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, bu eylemsel egemenliğin geçişi de aracın uzun süreli kiralandığına,davalı şirket tarafından sürekli olarak taşıma işinde kullanıldığına ya da davalı sürücü ile davalı şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğuna dair yazılı herhangi bir belge ile ispat edilebilecektir.
O halde mahkemece; davalı şirketin ticari defter ve kayıtları da incelenmek,uzun süreli kira sözleşmesi,taşıma sözleşmesi v.s. varsa getirtilmek ve SGK kayıtları istenerek davalı sürücü ile davalı şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunup bulunmadığ Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinin 200/624 D.İş sayılı dosyası üzerinden kazaya karışan araca ilişkin hasar tespitinin yapıldığı ...Belediyesi Sanayi Sitesi C Blok No:22 Firuzköy Avcılar/ İstanbul adresinde bulunan taşınmazın kaza ve tespit tarihi itibariyle davalı şirkete ait olup olmadığı araştırılmak suretiyle davalı ... İnş. San. Ve Tıbbi Gazlar Ltd.Şti’nin araç işleteni sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre davalının sorumluluğunun saptanması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd.Şti vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... İnş. San. ve Tıbbi Gazlar Ltd. Şti"ye geri verilmesine 25/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.