Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9096
Karar No: 2015/931
Karar Tarihi: 22.01.2015

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2014/9096 Esas 2015/931 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2014/9096 E.  ,  2015/931 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... avukatınca duruşmalı diğer davalılarca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalılar ... ve diğerleri vekili avukat ... geldi, davacı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalıların vekili olarak ...Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 2002/1175 E., 2003/25 E., 2003/213 E. sayılı tapu iptal ve tescil davalarını açtığını, davaların mahkemenin 2002/1175 E. sayılı dava dosyasında birleştirildiğini, davanın kabulüne karar verildiğini, kararın 18.02.2010 tarihinde kesinleştiğini, davayı tam bir başarı ile sonuçlandırdığını, avukatlık ücretine ve hükümle karşı tarafa tahmil edilen vekalet ücretine hak kazandığını ancak vekalet ücretinin ödenmediğini, davaların açıldığı tarihte akdi ilişkinin kurulduğunu, bu tarihte yürürlükte bulunan 4667 sayılı Kanunun 164/4 maddesi hükmüne göre avukatlık ücretinin hesaplanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 30.000-TL akdi, 16.762,74-TL karşı yan vekalet ücreti alacağı olmak üzere toplam 46.762,74-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davacı ile sadece karşı yan vekalet ücreti karşılığında anlaşma yapıldığını, bu ücretin ise henüz karşı taraftan tahsil edilemediğini, avukatın çaba göstermemesi nedeniyle hükmün uzun süre kesinleştirilemediğini, avukatın kendilerini Yanıltarak aslında dosyanın davalısına ait olan karar ve ilam harcını ödemelerine neden olduğunu, sonradan istifa etmesinin de haksız olduğunu, her bir davalının payları oranında sorumlu bulunduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne,41.501,81-TL vekalet ücreti alacağının 02.08.2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Davacı avukatın, davalıların vekili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/1175 E., 2003/25 E., 2003/213 E. sayılı tapu iptal ve tescil davalarını açtığı, davaların mahkemenin 2002/1175 E. sayılı dosyasında birleştirildiği, mahkemenin 24.03.2005 tarih ve 2005/74 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne, sözleşmenin iptali ile miras hisselerinin yeniden davacılar adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 23.02.2010 tarihinde kesinleştiği, bu tarih itibariyle azil yada istifanın söz konusu olmadığı, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre davacı avukatın sonuçlandırmış olduğu bu iş için hem akdi hem de karşı yana yüklenen vekalet ücretine hak kazandığı açık olup, esasen mahkemenin de kabulü davacı avukatın vekalet ücretini hak ettiği yönündedir. Mahkemece, 27.06.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2002/1175 E. sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile iptal edilerek davalılar adına tescil edilen payların değeri 296.568,39-TL olarak tespit edilmiş, bu meblağ üzerinden eksik harç tamamlanarak davanın kabulüne karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu durumda müddeabihin değerinin 296.568,39-TL olduğu kesinleşmiştir. Bu aşamadan sonra müddeabihin değerinin az yada çok olduğu ileri sürülemez. Mahkemece, bu müddeabih üzerinden akdi vekalet ücretinin hesaplanması gerekirken bu yön gözetilmeden bilirkişice yeniden ve daha düşük olarak hesaplanan müddeabih üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    2-Davacının talebi Asliye Hukuk Mahkemesi" nin 2002/1175 E. sayılı dosyasında hükmedilen hasma yükletilen vekalet ücreti ile bu dosya nedeniyle akdi vekalet ücretine ilişkin olup, mahkemece talep aşılarak dava konusu yapılmayan İcra Müdürlüğü"nün 2010/4038 sayılı dosyası için hesaplanan akdi vekalet ücretini de hesaplayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    3-Taraflar arasında yazılı vekalet ücreti sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu durumda taraflar arasında hukuki ilişkinin kurulduğu 2002 yılında yürürlükte olan Avukatlık Kanunu"nun 164/4 maddesine göre akdi vekalet ücreti hesaplanacaktır. Anılan madde uyarınca davacı avukata sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık müddeabihin %5 ile %15’i arasında takdir edilecek bir oranda vekalet ücretinin verilmesi gerekir. Mahkemece, davacı avukatın üç ayrı dava hazırladığı, birleşen davaları takip ettiği, ücretini peşin alamadığı, uzunca bir süre beklemek zorunda kaldığı ve ücretinin ödenmemesi sebebiyle istifa ettiği gerekçesiyle vekalet
    ücretin hesaplanmasında üst sınırının biraz altında kalan %12 oranı esas alınmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki avukatın üst sınırdan vekalet ücretine hak kazanabilmesi için normalin ötesinde bir çaba, ve emek harcaması gerekir. Somut olayda, birleşen iki davanın da ana dosyada yer almayan diğer mirasçılar yönünden ana dosya ile birleştirme talepli açıldığı ve ilk celsede birleştirme kararları verildiği, vekalet ücretinin ancak dosyanın kesinleşmesi ile muaccel olduğu, bu haliyle dosyanın kesinleştiği tarihe kadar avukatın hakettiği bir vekalet ücreti bulunmadığından avukatın vekalet ücretini peşin alamadığı ve uzunca süre beklemesi gerektiğinden söz edilemeyeceği, kaldı ki karar ve ilam harcının tapu iptal tescil davasının davalısı tarafından ödenmemesi nedeniyle dosyanın geç kesinleştirilmesinde davacının bir kusuru bulunmadığı gibi davalılara da bu konuda bir sorumluluk yüklenemeyeceği, hal böyle olunca mahkemece taktir edilen %12 oranının somut olayın şartlarına göre yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, belirtilen hususlar gözetilerek hakkaniyete daha uygun bir oran üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    4-Yargılama sırasında davalıların tapu iptal tescile konu olan taşınmaz üzerindeki paylarının tespit edildiği, mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştüğü anlaşılmaktadır. Her bir davalının payının belli olması nedeniyle davalıların payları oranında vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca yukarıdaki ilkeler gözetilerek hesaplanacak tek bir vekalet ücretinin davalıların payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    5-Bozma nedenine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına, 2.,3.ve 4. bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, 5. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi