16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/1113 Karar No: 2018/2039 Karar Tarihi: 25.06.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/1113 Esas 2018/2039 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi'nin verdiği karar, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi şeklinde olmuştur. Temyiz talebinin reddi nedenleri olmadığı için işin esasına geçilmiş, karar incelenmiş ve hüküm ONANMIŞTIR. Suç tarihinin yanlış yazım hatası olduğu kabul edilmiştir ve sanığın örgütsel faaliyet kapsamında sayılmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, yargılama süreci ve deliller hukuka uygun bir şekilde elde edilmiştir. Mahkeme kararında, TCK'nın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uygulanmıştır.
16. Ceza Dairesi 2018/1113 E. , 2018/2039 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Silahlı terör örgütüne üye olma suçu temadi eden suçlardan olup yakalanma ile temadi kesileceğinden gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "14.10.2016" olarak yazılmaması mahallinde giderilebilir yazım hatası kabul edilmiştir. Dairemizin 26.10.2017 tarih ve 2017/1809 Esas 2017/5155 Karar sayılı kararında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin yapılan açıklamalar ışığında; sanığın, örgüte müzahir olması nedeniyle KHK ile kapatılan eğitim kurumuna çocuğunu göndermesinin örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği belirlenerek; Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin Kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.