Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4747 Esas 2016/10536 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4747
Karar No: 2016/10536
Karar Tarihi: 13.06.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4747 Esas 2016/10536 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/4747 E.  ,  2016/10536 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı bankanın 07/05/2004 ve 06/06/2011 tarihli kredi sözleşmelerine dayalı olarak müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin sadece 07/05/2004 tarihli kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının olduğunu, bu sözleşmeden doğan borcun tamamının ödendiğini, 06/06/2011 tarihli kredi sözleşmesinde ise müvekkilinin imzasının bulunmadığını, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı iddialarının haksız olduğunu, davacının imzası bulunan 07/05/2004 tarihli sözleşmenin ana sözleşme olduğunu, bu tarihten sonra imzalanan diğer sözleşmelerin ise ana sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu, 07/05/2004 tarihli sözleşmeye ilişkin borcun hiçbir zaman sonlanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre; davacının kefil olarak imzalamış olduğu 07/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmesinin süresiz olduğu, davacının kefaletini iptal etmediği, bu sözleşmeden dolayı dava dışı borçlunun borcunun bitmediği, 06/06/2011 tarihinde yeni bir kredi sözleşmesinin imzalanmasının borçlunun önceki borcunu sona erdiren bir neden olmayıp yeni bir borç ilişkisinin doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dosyasına davalı ile dava dışı ... arasında düzenlenmiş iki adet genel kredi sözleşmesi sunulmuştur. 07/05/2004 tarihli sözleşmede davacının müşterek borçlu müteselsil kefil imzasının bulunduğu, 06/06/2011 tarihli sözleşmede ise davacı imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı yanca girişilen icra takibinde dayanak olarak her iki kredi sözleşmesi de gösterilmiştir.
    Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davaya konu kredi alacağının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı konusunda açıklayıcı bir bilgi bulunmamakta olup anılan rapor bu haliyle yetersiz olduğu gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bir bilirkişi ya da bilirkişi kuruluna takip ve dava konusu kredi alacağının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı hususunda banka kayıtları üzerine inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Aslı gibidir.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.