3. Hukuk Dairesi 2014/636 E. , 2014/690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2012/438-2013/108
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin çok varlıklı bir kişiyken başka kişilere kefil olması nedeniyle tüm malvarlığını yitirdiğini, muhtaç duruma düştüğünü beyan ederek, boşanma ilamıyla davalılardan Nezihe lehine bağlanan 700,00 TL yoksulluk nafakasının ve diğer davalı müşterek çocuk Pınar"a bağlanan 300 TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı Nezihe davaya cevap vererek reddini savunmuş; diğer davalı Pınar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; müşterek çocuk Pınar lehine bağlanan nafakanın çocuğun 2005 yılında reşit olması ve nafakanın bu tarihte sona ermesi nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar vererek; davalılardan Nezihe lehine boşanma ilamıyla bağlanan 700,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde hüküm tesis etmiş; hüküm davalı N.. T.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin, 9.4.2012 tarih 2012/5980 E. ve 2012/9412 K. saylı ilamı ve TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. HGK"nun 07.10.1988 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Yapılan sosyal ekonomik durum araştırması neticesinde davalı Nezihe"nin ev hanımı olup, babasından dolayı aylık 718,00 TL yetim aylığı aldığı, 600,00 TL kira ödediği, biri spastik özürlü diğeri çalışan iki çocuğuyla birlikte yaşadığı, özel bakım gerektiren çocuğu nedeniyle çalışamadığı; davalının ise tır şöförlüğü yaptığı bu işten gelirinin tespit edilemediği, emekli maaşı aldığı, ablasına ait evde kira vermeden ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, davalının babasından dolayı aldığı yetim maaşının onu yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek ve davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister) nafakanın indirilmesinin de bulunacağı dikkate alınarak TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi uyarınca bir karar verilmelidir." gerekçesi ile dosya bozularak mahalline gönderilmiş, mahalli mahkeme tarafından, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 500 TL indirilerek, aylık 500 TL yoksulluk nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Ancak, dosyanın incelenmesinden, davalı eş lehine 700 TL yoksulluk nafakasının ödendiği, Yargıtay bozma kararında da, bu ödenen nafaka tutarından indirim yapılmasının belirtildiği, mahkemece 500 TL indirilmek suretiyle, aylık 500 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, ödenen 700 TL nafakadan 500 TL"nin indirilmesi durumunda, 500 TL bedelin bulunamayacağı, bu durumda hükmolunan miktarda tutarsızlık bulunduğu, bu şekilde de infaz sırasında tereddüt oluşacağı anlaşılmıştır.
Öyle ise mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.