8. Hukuk Dairesi 2018/10769 E. , 2021/793 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1091 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 nolu bağımsız bölümün 1/2 paydaşı olduğunu, diğer 1/2 paydaş eski eşi davalının taşınmazı 5 yıl önce kiraya vererek tasarruf ettiğini ancak payına isabet eden bedeli ödemediğini ileri sürerek 10.000-TL ecrimisilin kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, boşanma öncesi taşınmazı davacının tek başına kullanıp herhangi bir kira bedeli ödemediğini, katkı payı nedeniyle açtığı alacak davasının derdest olup bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, savunma yoluyla da Üsküdar 2. Aile Mahkemesinin 2006/705 Esas sayılı dosyasında kesinleşen karar ile davacıdan 23.500-TL alacaklı olduğunu, davacının bir alacağı varsa bundan takas mahsup edilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 17.01.2017 tarihli ve 2014/16858 Esas, 2017/265 Karar sayılı ilamı ile “Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1091 ada 7 parselde bulunan daire niteliğindeki 8 nolu bağımsız bölümde paylı mülkiyet üzere davacı ile davalının 1/2"şer pay sahibi bulundukları, taşınmazın davalı tarafından kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiği, tarafların Üsküdar 1. Aile Mahkemesinin 11.12.2007 tarihli ve 2004/574 Esas, 2007/791 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları ve kararın 20.05.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacının tüm, davalının aşağıdaki bentler dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Davalı eski eşin, boşanma kararından haberdar olduğu halde dava konusu bağımsız bölümün tamamını kiraya vermek suretiyle tasarruf etmeye devam ettiğine göre iyiniyetli olduğundan söz edilemez. Ne var ki, ecrimisil başlangıç tarihinin boşanmanın kesinleştiği tarih olan 20.05.2008 tarihi esas alınması gerekirken boşanmanın kesinleştiği tarihten önceki dönemin esas alınması doğru değildir. Öte yandan; mahkeme, davacının sunduğu hesaplamayı dikkate alınarak karar verilmiş olup, öncesinde alınan her iki bilirkişi raporu ile davacının sunduğu hesaplama arasındaki çelişki giderilmeden ve denetime imkan verecek şekilde rapor alınmadan ecrimisile hükmedilmesi de isabetsizdir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, tarafların davaya konu taşınmazda 1/2 eşit payla malik oldukları, davalının taşınmazı 15.12.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verdiği, davacıya kira bedelinden payına düşen hisseyi vermediği, bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, boşanma davasının kesinleştiği, 20.05.2008 tarihinden sonra ecrimisil istemeye hakkı bulunduğundan bu tarihten dava tarihine kadar bilirkişi kurulu tarafından hesaplanan ve davacının 1/2 payı karşılığı 31.100,77 TL ecrimisile karar verilmesi gerekriği, davalının takas ve mahsup talebi kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan bir alacak olduğundan ve hüküm altına alınan alacaktan fazla olduğundan karşı dava açılmadan istenemeyeceğinden talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin ödenen vergi borcunun ecrimisil alacağından tahsiline yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Vergi borcu, kayıt malikleri tarafından ödenmesi gereken bir borç olup davacı ile davalının dava konusu taşınmazda 1/2 oranında paydaş oldukları anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki vergi makbuzlarından davalının dava konusu taşınmaz için ecrimisil dönemi olan 2008-2011 yılları arasında toplam 4.445,18 TL vergi borcunu ödediği ve davacının 30.01.2013 tarihli dilekçesinde bu miktarın yarısının ecrimisil alacağından mahsubu hususunu kabul ettiği, ödenen bu tutarın yarısından davacının da sorumlu olacağı tartışmasızdır. Bu nedenle ödenen vergilerin ödendikleri yıla ilişkin ecrimisil tutarından mahsubu gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.