13. Hukuk Dairesi 2014/14864 E. , 2015/913 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, mülkiyeti davalı ..."a ait daireyi beğendiğini ve diğer davalı emlakçı ... ile daireyi 160.000,00 TL ya almak için anlaştığını, kaparo olarak davalı ..."a 2.000,00 TL nakit ve 5.000,00 TL bedelli çeki ileride engel çıkması halinde iade edileceği taahhüdü ile verdiğini, ev için kredi çektiğinden gelen experin evin kendisine gösterildiği gibi 245 m2 değil 110 m2 olduğunu, tapu kaydının da 110 m2 olduğunu söylediğini, davalıların kaçak olarak daireye ilave edilen diğer çıkmaları da tapusu varmış gibi göstermesi nedeni ile daireyi satın almaktan vazgeçtiğini, verdiği kaparo bedelini davalılardan istemesine rağmen davalıların iade etmemesi üzerine icra takibi başlattığını, davalıların takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, mülkiyeti davalı ..."a ait dairenin satımı konusunda diğer davalı emlakçı ile anlaştıklarını ve bu anlaşma uyarınca davalı emlakçıya ileride iade edilmesi şartıyla verdiği kaparo bedelinin iadesi için başlattığı takibe itirazın iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 23.02.2010 tarihli emlak alım satım sözleşmesinin 4. maddesine atıf yapılarak, alınan kaparo bedelinin BK 156. maddesi anlamında cayma akçesi olduğu, tapu kayıtlarının herkese açık olması nedeni ile davacının tapu kaydına
bakmamasının kendi kusuru olduğu, bu nedenle sözleşmenin alıcı tarafından feshedildiğinin kabulü gerektiği, sözleşmenin tarafları bağlayıcı olması nedeni ile verilen bu paranın istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava, geçersiz bağımsız bölüm satışı nedeniyle ödenen kaparo bedelinin iadesine ilişkindir. Davacı ile davalı ... arasında 23.02.2010 tarihinde düzenlenen adi yazılı sözleşme ile .....lu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaşmışlar, anlaşma gereğince davacı alıcının, davalı ..."e 2.000,00 TL nakit ve 5.000,00 TL bedelli çeki kaparo bedeli olarak verdiği tartışmasızdır. Akit yapılır yapılmaz taraflardan birinin diğerine bir miktar para vermesinin ne gibi bir maksada dayandığı açık bir şekilde anlaşılmıyorsa, verilen paranın pey akçesi olduğu karine olarak kabul edilir (BK.m. 156/1). Davalı bu karinenin aksini yasal delillerle kanıtlayabilir. Öte yandan, daire satışına ilişkin taraflar arasında yapılan sözleşme resmi şekilde yapılmış olmadığından hükümsüzdür (MK.m. 634, BK.m.213, Tapu Kanunu m.26). Akdi yapanlardan birisi tarafından önceden diğerine ödenen pey akçesi veya cayma akçesi de ceza şartı gibi borcu kuvvetlendirmeye yarayan fer’i bir şarttır; bu bakımdan esas akit geçerli olmazsa fer’i şart dahi geçerli olmaz. Geçerli olmayan bir akit dolayısıyla ödenmiş bulunan pey akçesinin veya cayma akçesinin geri verilmesi sebepsiz mal edilmeye ilişkin hükümler gereğince istenebilir. Mahkemece, tüm bu açıklamalar ışığında, adiyen düzenlenen sözleşmenin geçersiz olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan yönler göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.