12. Hukuk Dairesi 2016/27906 E. , 2017/2556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Şikayetçilerin satışın durdurulmasına ilişkin temyiz istemlerinin incelenmesinde:
İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay"ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
2-Şikayetçilerin takibe ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de:
Alacaklı banka tarafından borçlu hakkında konut kredisi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde ipotekli taşınmazın yeni malikleri ... ve ... icra mahkemesine başvurularında, kendilerine hesap kat ihtarnamesi gönderilmeden takip başlatıldığını ve sair şikayet nedenlerini ileri sürerek takibin iptali ile birlikte satışın durdurulmasını talep etmişler, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"a 4822 sayılı Yasanın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde: "tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşullan ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise: "Konut Finansmanı Sözleşmeleri" de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir. Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve "Konut Finansmanı Kredisi" gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir.
İİK’nun 149. maddesinde; "icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü bir şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmü düzenlenmiştir.
Şikayete konu takip dayanağı ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu"na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Borçluya İİK"nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir.
O halde, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağına ilişkin ipotek akit tablosu kesin borç ikrarı içermediğinden, süresiz şikayete tabi olarak re"sen dikkate alınması gereken bu husus nedeniyle mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan; İİK"nun 150/ı maddesine göre, krediyi kullandıran taraf, borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter marifetiyle borçluya (krediyi kullanan tarafa) kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ettiği takdirde icra müdürü aynı Kanun"un 149. maddesi uyarınca borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.
İpotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye hesap özetinin tebliği zorunlu değil ise de; TMK"nun 887. maddesi gereğince hakkında takip yapılabilmesi için kendisine ihtarat yapılması takip koşuludur. İİK"nun 150/ı maddesine göre ise hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medeni Kanununun 887’nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer.
Somut olayda, 5 nolu bağımsız bölüm, asıl borçlu Nureser Şerefoğlu adına kayıtlı iken, taşınmaz üzerinden 06.01.2006 tarihinde alacaklı lehine İpotek tesis edildiği, taşınmazın ipotekle yükümlü olarak 05.6.2007 tarihinde şikayetçiler ... ve ..."na satılarak devredildiği, icra takibinin 01.10.2012 tarihinde başlatıldığı, şikayetçiler ... ve ..."na takipten önce ihbar gönderilmediği görülmektedir. Bu durumda TMK"nun 887. maddesinde öngörülen koşul oluşmadığından, şikayetçiler hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılamaz. Şikayetçilere ihtarname gönderilmiş olsaydı dahi takip konusu alacağın konut kredisi sözleşmesinden doğmuş olması nedeniyle yukarıdaki açıklamalar gereğince icra emrinin iptali gerekmektedir.
SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.