14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10278 Karar No: 2017/6604 Karar Tarihi: 19.09.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10278 Esas 2017/6604 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/10278 E. , 2017/6604 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.03.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 19.09.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 196 ada 21 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu bildirerek davalılara karşı önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu iddia ederek davanın reddini savunmuştur. Davalılar ...ve ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davalı taraf eylemli paylaşma iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı eylemli paylaşma savunmasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir. Somut olayda, davalı ... fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından davalı ... davayı inkar etmiş konumunda bulunduğu, bu itibarla özel araştırma gerektiren savunmaları yasal süre içerisinde dosyaya sunulmadığından dinlenemeyeceği belirtilerek fiili taksim savunması araştırılmamıştır. Fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürelebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Davalı fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre bu konuda delillerini sunması için mehil verilmesi, delil bildirildiği takdirde toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.