10. Hukuk Dairesi 2018/4966 E. , 2019/8266 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığın tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “01.10.2008 - 24.08.2009 tarihleri arasındaki dönemde davacı yönünden anılan yasal düzenlemeler kapsamında zorunlu sigortalılık şartlarının irdelenmesi gerekir. İhtilaf konusu dönemde davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığı, yapılan işin vergi muafiyeti kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilerek, yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, 1479 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
01.10.1989 - 31.05.1998 tarihleri arasında ise bakkal faaliyetinden dolayı vergi kaydı, 26.09.1989 - 10.10.2003 tarihleri arasında İnegöl Bakkallar Odası kaydı, 26.09.1989 - 24.08.2009 tarihleri arasında sicil kaydı olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık tescili 09.10.1989 varide tarihli giriş bildirgesi 01.10.1989 tarihi itibariyle yapılan ve 21.11.2011 tarihli tahsis talebi sadece vergiye kayıtlı olduğu sürede sigortalı kabul edildiğinden ve 3120 günü olduğundan bahisle reddedilen davacı, 01.10.1989 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitini ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş, Mahkemece, bozmaya uyulan yargılama sonucunda 01.10.1989-24.08.2009 tarihleri arası tarihleri arası sigortalılığın tespiti talebinin kabulüne, yaşlılık aylığı bakımından ise isteğin reddine karar verilmiş ise de eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. ve devamı maddeleridir.
5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasında Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, sigortalı sayılacağı düzenlenmiş olup, öncelikle vergi dairesi müdürlüğünden uyuşmazlık konusu 1.10.2008-24.8.2009 tarihleri arası “bakkallık” mesleğinin vergiden muaf olup olmadığı sorularak vergiye tabi ise vergi kaydı bulunmadığından sigortalı olamayacağı, vergiden muaf ise “...” adresinde işletildiği belirtilen “bakkal” olan işyerine ilişkin ilgili kuruluşlardan elektrik, su, telefon, ruhsat kayıtlarının celp edilmesine, mahalli kolluk birimince işyerinin uyuşmazlık konusu dönemde faal olup olmadığının ve kim tarafından işletildiğinin araştırılmasına, işyerinin mülkiyetinin kime ait olduğu, davacıya ait değil ise kira sözleşmesi bulunup bulunmadığı vs. hususlar yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, 1479 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.