
Esas No: 2014/11596
Karar No: 2016/198
Karar Tarihi: 13.01.2016
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/11596 Esas 2016/198 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı eylemi reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek mahkûmiyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi.
Mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde,
Soruşturma evresinde kollukça ifadesinin alındığı 19.10.2010 tarihinde onsekiz yaşı içerisinde bulunan mağdurenin vekil huzurunda sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi ve mahkemede şikayetçi olduğuna dair beyanda bulunmaması karşısında mağdureye yaşı nedeniyle tayin edilen vekilin davaya katılma ve kurulan hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Katılan ... Bakanlığı vekili ile sanık müdafiin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma kılma suçundan kurulan hükmün tetkikinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan ... Bakanlığı vekili ile sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince;
Mağdure ile sanığın 16.11.2010 günü araçla mesire yerindeki tepelik alana gitmesinin ardından araç içerisinde sanığın cinsel ilişki boyutuna varmadan öpüşme ve organ sürtme şeklinde gerçekleştirdiği eylemi sebebiyle 5237 sayılı TCK"nın 104/1, 62. maddeleri uygulanmak suretiyle cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun;
103"üncü maddesinin birinci fıkrasında;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır.”,
104"üncü maddesinin birinci fıkrasında;
“Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”,
Hükümleri yer almaktadır.
Dosya kapsamına göre; sanık ..."ın, 15.06.1993 doğumlu ve suç tarihi olan 16.11.2010 itibariyle onbeş-onsekiz yaş arasında olup maruz kaldığı fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş olan mağdureye karşı sadece öpüşmek ve cinsel organını sürtmek şeklindeki eylemi;
a) Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın gerçekleştirmiş olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “çocuğun cinsel istismarı” suçunu düzenleyen 103/1-b maddesindeki suçu oluşturmadığı,
b) Sanığın kendi cinsel organını mağdurenin cinsel organına sürtme şeklindeki eyleminin cinsel ilişki niteliğinde olmaması karşısında da 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 104. maddesinde düzenlenen “reşit olmayanla cinsel ilişki” suçunu oluşturmadığı,
c) Cebir, tehdit veya hile kulanmaksızın gerçekleştirilen ve reşit olmayanla cinsel ilişki niteliğinde de olmayan cinsel davranışların ise suç teşkil etmediği,
Halde, sanığın TCK"nın 104/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan ... Bakanlığı vekili ile sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.