19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/13544 Karar No: 2020/12684 Karar Tarihi: 12.10.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/13544 Esas 2020/12684 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, suçlu bulduğu sanık hakkında verdiği kararın temyiz edilmesi üzerine 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet hükmünü indirimler uygulamadan onadı. Ancak, bu karar sanık tarafından temyiz edildi. Temyiz incelemesi sonucunda, 7242 Sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 Sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen indirim hükümleri uygulanmamıştı. Ayrıca, diğer suçlu ve SSÇ'nin mahkumiyet hükmü de bozuldu. Nakil aracının müsaderesi konusunda malen sorumlu tarafından yapılan temyiz başvurusu da incelendi. Kararda, 5607 sayılı Kanun'un 4/2. maddesi uyarınca cezanın artırılması gerektiği belirtildi. Bu nedenle, karar bozuldu ve dosya yeniden incelenmek üzere Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Kanun maddeleri, 5607 sayılı Kanun'un 3/22., 5/2. ve 13. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nin 7. maddesi, 7242 Sayılı Kanun'un 61. ve 63. maddeleri ve TCK'nin 54/3. maddesi olarak belirtildi.
19. Ceza Dairesi 2019/13544 E. , 2020/12684 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne karşı sanık tarafından yapılan temyiz istemi yönünden; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, 2-) Sanık ... ve Suça sürüklenen çocuk (SSÇ) ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine karşı sanıkve suça sürüklenen çocuk müdafi tarafından yapılan temyiz istemi yönünden; Suçta kullanılan nakil aracının, sanıkların komşusu olan diğer sanık ..."ye şahsi bir ihtiyacı için emaneten verilmesi şeklinde gelişen somut olayda, sanık ..."nin soruşturma aşamasındaki ifadesinde yer alan "elde edilecek karı paylaşacağı" yönündeki ifadenin kaçakçılığa konu malları satın aldığı kişiye dair söylenmiş olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece sanıkların suça konu kaçakçılık eylemiyle bağlantısı kurulamayan sanıklar hakkında "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereği mahkumiyetlerine yeterli ve kesin delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi gerekirken, sanıkların savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olması nedeniyle sanıkların mahkumiyetine karar verilmesi, 3-) Nakil aracının müsaderesi kararma karşı malen sorumlu tarafından yapılan temyiz başvurusu yönünden; Suç tarihinde askerlik görevini ifa etmek için ikametinde olmadığı ifade edilen malen sorumlunun temyiz dilekçesinde, kendisine ait nakil aracının zilyetliğini annesine bıraktığını, askerlik görevini ifa ederken suçta kullanılmasından haberdar olmadığım, annesinin aracı komşusuna yardım amacıyla emaneten verdiğini öğrendiğini, aracın müsaderesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan etmesi karşısında; Mahkemece, öncelikle CMK"nin 257/2. maddesi gereği malen sorumlunun duruşmaya gelmesi mümkün olmadığı halde talimatla ifadesinin alınarak dinlenmesi, nakil aracımın suçta kullanılacağının bilindiğine dair üçüncü kişi araç sahibinin iyiniyetini bertaraf eden delillerin ortaya konulması ve 5607 sayılı Kanun"un 13. ve TCK"nin 54/3. maddelerinde yazılı şartların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilerek müsadere hususunda bir karar verilmesi gerekirken; üçüncü kişi malen sorumlu için diğer sanıklarla aynı ikamet adresine tebligat çıkartılması ve duruşmaya gelmemesi üzerine, aracın esasen sanıkların ailesine ait olduğu ve sahibinin bilgisi dahilinde suç işlemek için kullanıldığı yönünde tam bir inanç ve kanaatin oluştuğu gerekçesiyle eksik kovuşturma sonucunda müsaderesine karar verilmesi, Kabule göre de; 5607 sayılı Kanun"un 4/2. maddesindeki cezada yarı oranında artırımı öngörmesi karşısında, sanıklar ve SSÇ hakkında kurulan hükümlerde cezanın bir katı oranında artırılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar, suça sürüklenen çocuk müdafii ve malen sorumlunun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. Maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.