(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/20141 E. , 2015/9417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, davalılar tarafından yapılan tadilat nedeniyle verilen zararın dolayısıyla maddi ve manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmen kabul, manevi tazminat talebi yönünden görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların 9 nolu dairenin maliki olup, yaptırdıkları tadilat sırasında iki odayı birleştirmek amacıyla ana taşıyıcı kolonun tamamen kesilerek ortadan kaldırıldığını Belediye İmar Müdürlüğü Yapı Kontrol Şefliğinin 26.01.2011 tarihinde binayı tahliye ederek mühürlediklerini, davacının maddi ve manevi büyük zarara uğradıklarını, ev kiralamak zorunda kaldıklarını, KMK 19. madde gereğince davalıların zarardan sorumlu olduklarını, inşaat bedeli olarak şimdilik 5.000 TL, tahliye tarihi olan 26.01.2011 tarihinden dava tarihine kadar kira bedeli şimdilik 1.000 TL, taşınma masrafı olarak 750 TL, manevi tazminat olarak 20.000 TL talep ettiklerini, davalıların ödedikleri 5.000 TL"nin ödenecek tazminattan tenzilini talep ettiklerini, kira bedellerinin o ayın 1. gününden itibaren kademeli olarak işleyecek yasal faizi diğer taleplerin ise 26.01.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne, manevi tazminat yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak ;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin, özellikle 08/02/2011 tarihli kat malikleri kurul kararının ve ekinde sunulan “sulh ve ibra protokolü” başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; 08.02.2011 tarihli kat malikleri kurul toplantı tutanağında, toplantı konusunun apartmanın yıkılıp müteahhide verilmesi hususuna ilişkin olduğu, 9 nolu bağımsız bölüm malikinin dairesindeki kolonu kırması sebebiyle binanın can ve mal güvenliğinin kalmadığından yıkılarak yeniden yapılması konusunda görüş birliğine varıldığı, bu konuda taraflarla haricen 08.02.2011 tarihinde sulh ve ibra protokolü imzalandığı belirtilmiştir. Söz konusu “sulh ve ibra protokolü” başlıklı
sözleşmede ise; taraflarının tüm kat malikleri olduğu, sözleşmenin 1. maddesinde; Apartmanın 9 nolu bağımsız bölümünde kat malikinin 16.01.2011 tarihinde taşıyıcı kolonlardan 1 tanesini kat maliklerden hiç bir izin almaksızın kırmış olması nedeniyle binanın mevcut haliyle Kadıköy Belediyesince tahliyesine karar verildiği, apartmandaki kat malikleri ve kiracıların mağduriyetine sebep olduğu, öncelikle 9 numaralı kat maliki bu olay sebebiyle mağduriyetlerine karşılık 80.000,00 TL kat maliklerine ve kiracılara kayıtsız ve şartsız ödemeyi kabul ettiği ve bu sözleşmenin imzasıyla birlikte herkes hissesine düşen oranda tahsil ettiği belirtilmiş, yine sözleşmenin 2. madesinde binanın mevcut durum itibariyle güçlendirilmesi ve güçlendirildikten sonra oturma izni ve güvenli emniyetli oturma konusunda tereddütler hâsıl olması nedeniyle tüm kat malikleri olarak güçlendirilme değil yıkılıp yeniden yapılması noktasında görüş birliğine varıldığı ve 9 nolu kat malikinin diğer kat maliki ve kiracılara toplam 80.000.00 TL"yi ödemesinden sonra bütün hak sahipleri tüm maddi ve manevi, cezai şikâyet haklarından feragat etmiş olacakları belirtilmiş olup ilgili sözleşme kat maliklerince imzalanmıştır. Söz konusu toplantıya davacı katıldığı, adı geçen “sulh ve ibra protokolü” başlıklı sözleşmenin de davacı tarafından imzalandığı, bu konuda itilafın bulunmadığı, protokolün geçersizliğinin de taraflarca ileri sürülmediği, protokol gereğince 9 nolu kat maliki tarafından davacının hissesine düşen 5.000,00 TL nin de ödendiği, taraflarca bu konuda da bir itilafın bulunmadığı dikkate alındığında, protokol doğrultusunda zararın karşılandığı gerekçesi ile davanın reddi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelere davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.