7. Hukuk Dairesi 2021/3136 E. , 2021/814 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.04.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyetin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, öncesinde ihdasen Hazine adına tescil edilen 5344 ada, 1 parsel (1192) sayılı kadastral parselin yer aldığı alanda, davalı ... Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından İmar Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca 37 no"lu 1. Etap ve 2. Etap imar düzenlemesi yapıldığını, ancak anılan imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek; kadastral parselin ihyası ile taşınmazın Hazine adına tesciline, olmadığı taktirde zararının tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar bakımından ise davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen ilk karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 09.03.2011 tarihli ve 2011/1537 Esas, 2011/2648 Karar sayılı ilamı ile “…Çekişmeli 1192 (220) parsel sayılı taşınmazın ihdas suretiyle oluştuğu, tescil beyannamesinin Hazine adına düzenlendiği, tescilinin ise Seyhan Belediyesi adına yapıldığı, sonrasında çeşitli imar uygulamalarına konu edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, 1192 (220) parsel sayılı kök taşınmazın tescil beyannamesinde malikinin Hazine olarak gösterilmesine karşın tapuda Seyhan Belediyesi adına tescil edilmesinin hangi sebepten kaynaklandığı üzerinde durulmamıştır…” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.05.2015 tarihli ve 2014/12349 Esas, 2015/5189 Karar sayılı ilamı ile "...Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden ve yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 01.06.2017 tarih 2016/14517 E. 2017/4582 K. sayılı ilamı ile ‘’...Hüküm infaza elverişli değildir...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen karar ise Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih 2019/3696 Esas- 2020/3653 Karar sayılı ilamı ile ‘’...Dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik talebin dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir....’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; dava konusu (1192) 5344 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Bu durumda davacının dava açma tarihinde kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, 6100 sayılı HMK"nın 331. maddesi gereği davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının davanın açıldığı tarihte haklı olduğu göz önüne alındığında, yapılan yargılama giderlerinden, davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının;
1) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine ‘’ Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar Çukurova Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine’’,
2) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine ‘’ yargılama aşamasında tamamı davacı tarafından karşılanan 1.038,25 TL yargılama giderinin davalılar Çukurova Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine’’ ibarelerinin yazılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.