11. Ceza Dairesi 2016/9031 E. , 2017/2778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Hükümlü müdafiinin, hükmün açıklanmasına dayanak teşkil eden hakaret suçunun temyiz edilemeden kesinleştiğini ve hukuka aykırı olduğundan bahisle kanun yararına bozma talep edildiğini beyan etmesi karşısında, her ne kadar mahkemece kanun yararına bozma talebi hakkında bekletici mesele yapılıp sonuç beklenmiş ise de, ilgili mahkemeden gelen cevabi yazıda aynı dosyanın diğer sanığı olan ... hakkında verilen beraat kararının temyizi üzerine Yargıtay"ın ilgili dairesinin temyiz incelemesinden geçen karara ilişkin bilgilerin gönderildiği, bu belgelerle mahkemece sehven incelemeye konu hükümlü yönünden verilen bekletici mesele kararı kaldırılıp, hükmün açıklanmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, hükümlü ..."in işlediği kabul edilen hakaret suçu bakımından, kanun yararına bozma talebi olup olmadığı, var ise neticesinin ne olduğu hususları araştırıldıktan sonra sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizliği,
2-Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 125/1-4. maddesi uyarınca hükmolunan hakaret olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen bu suç önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, hakaret suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinden sonra bu suçla ilgili hüküm kurulması zorunluluğu,
3-Kabule göre de; 2009/176 Esas 2010/84 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın verildiği tarihte, 765 sayılı TCK hükümleri sanığın daha lehine olmasına karşın, 5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinde, 08/12/2010 tarihli 6086 sayılı Kanunun 1. maddesiyle yapılan değişiklik ile cezanın alt sınırının 6 aya indirilmesi ve ayrıca adli para cezası öngörmemesi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinin daha lehe olduğunun gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.