Esas No: 2020/162
Karar No: 2022/276
Karar Tarihi: 13.04.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 Esas 2022/276 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/162 Esas
KARAR NO : 2022/276
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 08/03/2019 ila 16/07/2019 tarihleri arası faturaya dayalı ürün satışına ilişkin ticari ilişkinin gerçekleşmiş olmasına rağmen hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı/borçluya 16/07/2019 tarihi itibariyle faturaya dayalı toplam 162.093,14.-TL borcunun bulunduğunu, aradaki mevcut güven ve ticari ilişkinin bozulmaması açısından, müvekkili tarafından söz konusu bakiye bedelin istenmesine rağmen, borçlu tarafından bugün yarın ödenecek vaatlerinde bulunulmak suretiyle müvekkilini oyalamaya yönelik tavır sergilendiğini, ancak kısmen dahi olsa herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında dönem dönem ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, nitekim ... Vergi Dairesince gönderilen BS'lere bakıldığında taraflar arasında 2017 yılında 11.564 TL (KDV hariç), 2018 yılında 166.588 TL (KDV hariç) ve 2019 tarihinde 137.365 TL(KDV hariç) ticari iş yapıldığının görüleceğini, 2017 ve 2018 tarihli işlemler ile alakalı ödeme hususunda herhangi bir hukuki uyuşmazlığın doğmamakla birlikte 2018 ve 2019 tarihindeki işlemde davacı tarafça hem ticari hayata hakim olan sürat ve güven ilkesine aykırılık hem de taraflar arasındaki sözleşmeye pek çok aykırılık bulunmakta olup bu durumun müvekkilini ticari zarara uğrattığını, 2019 yılındaki ticaretin konusunun, bir kurumun yaptığı ihaleye girecek firmaya mal tedariği için müvekkilinin, davacı şirket ile çalışması olduğunu, buradaki ilk sorunun, ihaleye teslim edilecek malzemelerin, davacı tarafça zamanında yurt dışındaki tedarikçisine sipariş bilgilerinin gönderilmemesi nedeniyle kararlaştırılan teslim tarihinden sonra teslim edilmesi neticesinde sözleşmeye aykırılık olduğunu, 2018 yılında yapılan sözleşme kapsamında müvekkilinden çek keşide etmesinin istendiğinini, Çek Kanunu kapsamında çeklerin ileri tarihli olmasının mümkün olduğunu, müvekkilinin de ödeme yapabileceği zamana çek vermek istediğini, ancak davalı şirketin, daha erken tarihli çek keşide etmesini, bu çekleri kullanarak banka kredisi kullanacaklarını, ticari hayattaki tabirle, çekleri yazdırmayacaklarını ve süresini uzatacaklarını, müvekkilini mağdur etmeyeceklerini beyan ettiklerini, müvekkilinin de aradaki güven ilişkisine dayanarak, iş yaptığı şirketin kredi kullanabilmesi için kendi kredibilitesini davacıya kullandırdığını, bunun neticesinde ise üç adet çek keşide edildiğini ve davacı şirketçe bankaya verildiğini, bu çeklerden ikisinin tarihinin, taraflar arasındaki anlaşma gereği, davacı tarafça uzatıldığını, üçüncü çekin de tarihinin uzatılması gerektiği halde, davacı şirketin basiretsiz davranışları neticesine müvekkilinin çekinin yazıldığını ve böylece kredibilitesinin düşürüldüğünü, bu noktada oluşan zararların tazmininin ise yapılmadığını, davacı tarafın, numune olarak gönderilen malzemelere de fatura keserek faiz noktasında haksız talepte bulunduğunu belirterek; açıları davanın reddine ve yargılama harç ve giderlerinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; mal satım ticari ilişkisi kapsamında 5 adet fatura bedeline dayalı alacak istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu ... İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı takip dosyası celp ve tetkik edilmiş olup davacı tarafından davalı aleyhine 48.058,86-TL fatura bedeli, 7.137,73-TL yıllık ticari avans faizi, 41.415,16-TL fatura bedeli, 3.894,16-TL yıllık ticari avans faizi,
66.161,82-TL fatura bedeli, 5.690,82-TL yıllık ticari avans faizi,
3.934,21-TL fatura bedeli, 334,19-TL yıllık ticari avans faizi,
2.523,09-TL fatura bedeli, 199,50-TL yıllık ticari avans faizi olmak üzere neticeten 179.349,54-TL alacak üzerinden icra takibinin başlatıldığı, ödeme emrine itiraz üzerine takibin durduğu, huzurdaki itirazın iptali davasının ise takibe konu asıl alacak miktarı olan 162.093,14-TL üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Takibe dayanak faturalar ibraz edilmekle tetkik edilmiştir.
Vergi Müdürlüklerine yazı yazılarak davacı yanın BS, davalı yanın BA kayıtları celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı vekiline cevap dilekçesinde ifade ettiği ancak açık bilgilerini betimlemediği çek/ödeme savunmasına yönelik olarak çek bilgilerini muhatap bankaları ile birlikte eksiksiz olarak beyan etmesi amacı ile 2 haftalık kesin süre verilmiş olup beyan sunulmakla muhatap bankalara yazı yazılarak çeklere ait ödeme ve ibraz bilgileri ile çek görüntüleri celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı yanın icra müdürlüğünün yetkisine vâki itirazının tetkikinde; İİK'nın 50. maddesi atfı kapsamında tatbiki gereken HMK'nın 10. ve TBK'nın 89. maddeleri gereğince davacı yanın adresi itibari ile İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu anlaşılmakla; yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek yargılama devam edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; "...Değerlendirmeler: Davacı tarafça davalı aleyhine 12.12.2019 tarihinde ... İcra Müdürlüğünün 2019/ ... E. sayılı dosyası ile; 162.09314 TL asıl alacak , 17.256,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 179,349,54 TL üzerinden icra takibi başlatılmıştır.
Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 162.093,14 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça incelemeye yasal defter ve kayıtları sunulmadığından dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılamamıştır.
Davacı tarafça icra takibinde talep edilen alacak dayanağı faturalara ilişkin bilgiler aşağıya çıkartılmıştır.
Davacı tarafça davalıya kesilen takip konusu alacak dayanağı fatura asılları incelemeye sunulmuş olup söz konusu faturaların davacı tarafça irsaliyeli fatura olarak düzenlendiği tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere irsaliyeli fatura düzenlendiğinde ayrıca sevk irsaliyesi düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Vergi Usul Kanunu'nun ... Seri Nolu Genel Tebliği ile, İrsaliyeli Fatura uygulaması getirilmiş bulunmaktadır. Bu uygulamada mükellefler, fatura ve sevk irsaliyesini ayrı belgeler olarak değil, “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenleyeceklerdir. Daha sonra getirilen Vergi Usul Kanunu'nun 232 Seri Nolu Genel Tebliği ile, satıları malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde, satıcı tarafından irsaliyeli fatura düzenlenebileceği gibi ayrı ayrı fatura ve sevk irsaliyesi de düzenlenebilecektir. İrsaliyeli fatura düzenlenmesi halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmayacaktır. İrsaliyeli fatura, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını bir belgede toplama özelliğine sahip bir vesikadır.
Davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu alacak dayanağı irsaliyeli faturaların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça dosyaya sunulan irsaliyeli faturaların teslim alan kısmında herhangi bir isim ve imzaların bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sayın mahkemece davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak davalıya ait BA formalarının istendiği görülmüştür. Davalı şirketin bağlı bulunduğu ... Vergi Dairesi tarafından dosyaya gönderilen BA Formları incelendiğinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 ve 2018 yıllarında da mevcut olduğu ancak söz konusu yıllarla ilgili alacak iddiasının bulunmadığı alacak iddiasının 2019 yılında davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturalardan kaynaklandığı anlaşılmakla davalının 2017-2018 ve 2019 yıllarında davacıdan almış olduğu Mal ve Hizmetlerle ilgili olarak;
2017 yılında :11.564,00 TL (13.645,52 TL KDV Dahil)
2018 yılında : 166.588,00 TL (196.573,84 TLKDV dahil)
2019/Mart Ayında :40.727,00 TL (48.058,86 TL KDV Dahil)
2019/Haziran Ayında :35.097,00 TL (41.415,16 TL KDV Dahil)
2019/Temmuz Ayında :61.541,00 TL (72.619,12 TLKDV Dahil) olmak üzere 2017 yılında toplam 13.645,52 TL, 2018 yılında 196.573,84 TL ve 2019 yılında 162.093,14 TL KDV dahil Davalı tarafça BA formu ile beyanda bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesinde davacının 2018 yılında yapılan sözleşme kapsamında önden çek talebinde bulunduğunu ve davalıya 3 adet çek keşide ettiğini beyan etmektedir.
Vakıfbank tarafından dosyaya sunulan çek bilgileri incelendiğinde davalı tarafça davacıya;
- 10.04.2018 vadeli 40.000TL
- 20.04.2018 vadeli 40.000 TL
- 30,04.2018 vadeli 37.948 TL Olmak üzere toplamda 117,948,00 TL tutarı da çek keşide edildiği tespit edilmiştir.
Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davalı tarafça söz konusu çeklerin 2017 ve 2018 yılında davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturalara karşılık yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu faturaların davalı tarafça da beyan edildiği görülmektedir.
Diğer yandan davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturalara davalının itirazının bulunmadığı sadece davacı tarafça malların geç teslim edildiği iddiasında bulunulduğu görülmektedir. Davalı tarafça dosyaya sunulan mail yazışmalarından ürünlerin geç teslim edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, geç teslim olsa bile davalının herhangi bir zararının oluşup oluşmadığı veya herhangi bir cezai yaptırımın olup olmadığı hususları ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır.
Açıklamalar neticesinde davacı tarafça davalı adına düzenlenen dava konusu faturaların davalının kabulünde olduğu değerlendirilmiş olup, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak tutarı 162.093,14 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı tarafça talep edilebilecek asıl alacak işlemiş faiz tutarı toplamı 162.093,14-TL+ 14,400,90-TL : 176.493,14 TL olarak hesaplanmıştır.
SONUÇ:
Rapor içerisinde belirtildiği üzere;
1-Taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmeye rastlanılmadığı,
2-Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen; 2017, 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış, tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı,
3- Davalı tarafça incelemeye yasal defter ve belgeleri ibraz edilmediği, bu nedenle dava konusu olaylar yönünden davalı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir tespitin yapılamadığı,
4-Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 162.093,14 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü,
5- Davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu alacak dayanağı irsaliyeli faturaların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde; davacı tarafça dosyaya sunulan irsaliyeli faturaların teslim alan kısmında herhangi bir isim ve imzalara rastlanılmadığı
6- Ancak davalının bağlı bulunduğu ... Vergi dairesi tarafından dosyaya sunulan Davalı tarafça beyan edilmiş BA formları incelendiğinde dava konusu fatuyraların davalı tarafça beyan edildiği dolayısıyla söz konusu faturaların davalının kabulünde olduğu,
7- Davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde davalı tarafça 2018 yılında davacıya verilen toplam 117.948,00 TL tutarındaki çeklerin 2017 ve 2018 yılında davacı tarafça davalı adına düzenlenen ve davalının kabulünde olan faturalara karşılık yapıldığının tespit edildiği,
Açıklamalar neticesinde davacının icra takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarlarının asıl alacak + işlemiş faiz tutarı toplamı olarak 162.093,14 + 14.400,90 = 176.493,14-TL olarak hesaplandığı..." yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; mal satımına dayalı ticari ilişkiden kaynaklanan 5 adet fatura bedeline dayalı alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine itirazın iptali isteminin ileri sürüldüğü, takip kapsamında asıl alacak yanında işlemiş faiz istemi yer almış ise de davanın asıl alacak üzerinden açıldığı, davalı yanın beyan ve savunmalarının tetkikinde ise yanlar arasındaki ticari ilişkinin davalı yanın kabulünde olduğu ancak davalı tarafça bir kısım çeklerin keşide edildiği gibi malların geç teslim edilmesi ve bir kısmının numune olması nedenleri ile faizin işlemeye başlayacağı tarih noktasında itiraz ileri sürdüğü görülmüştür.
Davalı vekiline cevap dilekçesinde ifade ettiği ancak açık bilgilerini betimlemediği keşide edilen çekler ile ilgili ödeme savunmasına yönelik olarak çek bilgilerini muhatap bankaları ile birlikte eksiksiz beyan etmesi amacı ile 2 haftalık kesin süre verilmiş olup beyan edilmesine müteakip muhatap bankalara yazı yazılarak çek görüntüleri ile ödeme ve ibraz bilgileri celp edilmiştir. Beyan edilen 3 adet çek keşidecisinin davalı, lehtar/hamilinin davacı olup iki çekin ödendiği, bir tanesinin karşılıksız çıktığı, çeklerin ... şubesine ait 10/04/2018 tarihli 40.000-TL bedelli, 20/04/2018 tarihli 40.000-TL bedelli, 30/04/2018 tarihli 37.948,71-TL bedelli oldukları görülmüştür. Davalı yanın geç teslim ve numune gönderilmesine yönelik savunmalarının faizin hesaplanması gereken tarihe ilişkin olup davanın asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmakla, anılı savunma yönünden ayrıca değerlendirme yapılması ve ek rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanâat gereğince; davacı tarafın anılı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı yanın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vâki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı tacirin ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK'nın 222. maddesi; "(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir... (22/07/2020) " hükmünü içermekte olup tatbiki gereken usul hükmü düzenlemesi gereğince davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde davalı yanca aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturaların ve davalı ödemelerinin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yanlar arasında 2017 yılından itibaren devam eden ticari ilişkinin dökümünün yapıldığı görülmüştür. Bu kapsamda savunmaya konu çek ödemelerinin defter kayıtlarına alındığı ancak 2018 yılına ait ticari ilişkiye ait olup davaya konu alacak isteminin 08/03/2019 tarihli 48.058,86-TL bedelli, 18/06/2019 tarihli 41.415,16-TL bedelli, 03/07/2019 tarihli 66.161,82-TL bedelli, 05/07/2019 tarihli 3.934,21-TL bedelli, 16/07/2019 tarihli 2.523,09-TL bedelli faturalara dayalı ve bu faturalar yönünden davalı ödemesine rastlanılmadığı gibi davalı tarafın mükellefi olduğu vergi dairesinin mahkememize göndermiş olduğu BA formu bildiriminde de anılı faturaların kayıtlı olduğu görülmekle, faturalarda yazılı ürünlerin davalı tarafça teslim alındığı sonuç ve kanâatine varılması gerekmiştir. Anılı tespitler ışığında; takip tarihi itibari ile davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı 162.093,14-TL yönünden alacağının mevcut olduğu saptanmıştır.
Tüm bu gerekçeler ışığında; davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 162.093,14-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı tacirin ise satım ilişkisinden kaynaklı alacak bedelini ödediğini HMK'nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Kabul edilen hukuksal tespit kapsamında, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle toplam 162.093,14-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vâki itirazının haksız olduğu tespit edilmiştir. Son olarak alacağın faturalara dayalı olup bu hali ile likit olduğu görülmekle; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
... İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 162.093,14-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 162.093,14-TL takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20'si oranındaki 32.418,62-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 11.072,58 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.871,4 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.201,18 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydedilmesine,
4-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 912- TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 19.348,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7- Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK'nın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle ... merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
9-Devletçe karşılanan 1320 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
10- Davacı tarafça yatırılan 1.871,40 TL peşin harç ile 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.925,80 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/04/2022
Katip ...
e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.