Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2207
Karar No: 2016/10510
Karar Tarihi: 13.06.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/2207 Esas 2016/10510 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/2207 E.  ,  2016/10510 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali ve karşı dava alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine,karşı yönelik olarak verilen hükmün davacı,karşı davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı karşı davalı vekili,asıl davada müvekkili ile davalı arasında tedarikçi sözleşmesi düzenlendiğini,anılan sözleşmede tedarikçi olan davalı karşı davacıya sözleşme gereği düzenlenen depo iade ve sair faturaların bedellerinin ödenmediğini belirterek, bu sebeple yapılan takibe davalı karşı davacının vaki itirazının iptali ile %40"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ve dava etmiş; karşı davada ise taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunduğunu,dolayısıyla tarafların alacaklarını ayrı ayrı istemekten vazgeçip,hesabın kesilmesinden sonra çıkan bakiyeyi isteyebileceklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı, karşı davacı vekili, asıl davada taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkilinin ekonomik olarak mahvına sebebiyet verecek mahiyette olduğunu BK 19.v.d maddelerine göre geçersiz sayılması gerektiğini,2008 yılında 30 civarında mağaza açıp kapattığını, sözleşme hükmüne göre her yeni mağaza açılışında tedarikçilerin davacıya belirli bir miktarda yardımda bulunmasına ilişkin hükmün bulunduğunu, bu nedenle davacının her yeni mağaza açılışında açılış bedeli adı altında müvekkili gibi birçok kurum ve kuruluşa yüksek meblağlı fatura tanzim ettiğini, mağaza açılış ve kapanışlarında tedarikçilerin hiçbir söz hakkının bulunmadığı gibi haberlerini bile olmadığını, hiçbir denetlemeye dayanmayan sözleşmenin tamamen davacının inisiyatifine terk edildiğini, bireylerin kişiliklerini ve ekonomik varlıklarının temellerini, ahlak anlayışlarıyla bağdaşmayacak biçimde tehlikeye sokan sınırlamaların aşırı olup, bu sınırlamaları öngören sözleşmelerin geçersiz sayılacağı şeklinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca verilmiş karar bulunduğunu savunarak davanın reddini ve %40"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı istemiş,karşı davada ise müvekkilinin davacı-karşı davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 31.12.2007 tarihinde 143.631,61 TL alacaklı olduğunu, tarafların işbu miktar üzerinden mutabık olduklarını ileri sürerek,bu alacağın şimdilik 20.000 TL"sinin ticari faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiş, 28.12.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle talep 143.631,61 TL "ye yükseltilmiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,taraflar arasında 09.02.2007 tarihinde tedarikçi sözleşmesi imzalandığı, 25.01.2008 tarihi itibariyle davalı - karşı davacının 143.631,61 TL alacaklı olduğu hususunda taraflar arasında mutabakat bulunduğu, ihtilafın bu mutabakattan sonra davacının 27.02.2008 - 29.04.2008 tarihleri arasında davalı tedarikçi adına düzenlediği aktivite primi, ciro primi, mağaza açılışı ve primi içerikli 9 adet toplam 204.942,92 TL "lik davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde yer almayan faturalardan kaynaklandığı, davacının bu faturaların içeriklerini kanıtlayamadığı, taraflar arasındaki 2007 yılına ait toplam ciro 257.988,23 TL+ KDV olduğu halde davacının davalı tedarikçi adına aktivite primi, ciro primi , mağaza açılışı ve primi gibi içeriklerle toplam 9 adet ve 204.942,92 TL tutarında fatura düzenlemesinin davalı tedarikçinin bu talepleri karşılayabilecek düzeyde bir kazanç elde etmemiş olması ve davalının cirosu ile davacı tarafından davalıya fatura edilen miktarlar karşılaştırıldığında davalının aşırılık boyutunda ekonomik yönden çöküntü içerisine girmesine sebep olabilecek bir menfaat dengesizliği oluştuğu, bu hususun sözleşme özgürlüğünün sınırlarından birini oluşturan ahlaka aykırılık teşkil edeceği, bu nedenle davacının bu faturaları düzenleyerek asıl davada icra takibine konu ettiği 56.366,39 TL tutarında alacaklı duruma geçmesinin haklı görülemeyeceği, asıl davanın reddi gerektiği, karşı davacının 28.12.2012 tarihli ıslah dilekçesinde belirtilen 143.631,61 TL tutarında alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, her ne kadar davalı - karşı davacı vekili 13.10.2014 tarihli dilekçesi ile rapor doğrultusunda talep artırım dilekçesi vererek talebini 146.983,43 TL ye yükselttiğini belirtmiş ise de bir davada iki kez ıslah yapılmasının mümkün olmadığı,ayrıca kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine,koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,karşı davanın kısmen kabulü ile143.631,61 TL "nin 05.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiş ,hüküm davacı,karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı,karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davalı,karşı davacı , karşı davaya ilişkin dava dilekçesinde 20.000 TL alacağın tahsilini istemiş,daha sonra ise ıslah ile istemini arttırmıştır.Bu durumda ıslah edilen miktarın ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken,karşı dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ:Yukarıda (1)sayılı bentte belirtilen sebeplerle davacı,karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine,(2)sayılı bentte belirtilen sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi