Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/13-93
Karar No: 2012/320
Karar Tarihi: 11.04.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/13-93 Esas 2012/320 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/13-93 E.  ,  2012/320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 07/09/2011
    NUMARASI : 2009/312-2011/432

    Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06.12.2007 gün ve 2006/394 E. 2007/477 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Gazipaşa Belediye Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 22.01.2009 gün ve 2008/11396 E. 2009/383 K. sayılı ilamıyla;
    (...Davacı, davalı şirket tarafından G.. ilçesinde kurulan K.. Tatil Sitesinden 16.8.1997 tarihli harici sözleşme ile 699 900 000 TL ödemek suretiyle devre mülk satın aldığını, 23.12.1997 tarihli geçici tapu tahsis belgesi verildiğini, davalı Belediyenin diğer davalı şirketin kurucu ortağı olduğu gibi, satış sözleşmesini şirket temsilcisinin aynı zamanda belediye temsilcisi olarak imzalandığını, belediyenin güvencesine dayanarak devre mülkü satın aldığını, sözleşmeye göre devre mülkün 30 ayda tamamlanacağının, aksi takdirde kullanım bedeli olarak yıllık 1200 Dolar ve cayma halinde de cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak başlayan inşaatın Belediyenin yapı ruhsatını iptal edip, engellemeleri nedeniyle bitirilemediğini, bu nedenle uğradıkları zarardan her iki davalının da sorumlu olduklarını bildirip, 699,90 YTL cezai şart ile fazlası saklı kalmak kaydıyla 4.300,00 YTL kullanım bedeli ve taşınmazın bu günkü değeri üzerinden hesaplanacak müspet zarardan şimdilik 1.000,00 YTL nin toplam 6.000,00 YTL nin dava tarihinden faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile de beş yıllık kullanım bedeli olarak 9.144,60, rayiç değer olarak 7.500,00 YTL ile 699,90 YTL cezai şart toplamı 17.344,50 YTL nin faizi ile tahsilini istemiştir.
    Davalı şirket, Belediyenin engellemeleri nedeniyle edimlerini yerine getiremediğini, Belediyenin ruhsatı iptal ederek açtığı dava sonucu tapunun iptali ile yaptıkları inşaatın kaline karar verildiğini, bu sonuçtan kendisinin değil Belediyenin sorumlu olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı Belediye, davacı ile aralarında sözleşme ilişkisi olmadığını, davalı şirketin ve temsilcisinin Belediyeyi temsil edemeyeceğini, şirket temsilcisinin Belediye adına yaptığı işlemlerin geçersiz olduğunu, davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğinden açtıkları dava sonucu tapunun iptaline, şirketin müdahalesinin menine yapılanların yıkımına karar verilip, kararında kesinleştiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, cezai şart, kullanım bedeli ve rayiç değer gözetilerek 6.000,00 YTL nin 22.9.2006 tarihinden, 11.344,50 YTL nin 24.9.2007 tarihinden yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir.
    G... İlçesi Belediye meclisinin 18.5.2005 tarih ve 24 sayılı kararı ile Belediyenin bir turizm şirketi kurması veya kurulmuş bir turizm şirketine ortak olması hakkında karar verildiği, daha sonra M.. A..’in %80 pay sahibi, Belediyenin de %20 pay sahibi olduğu davalı “G.. Turizm ve Ticaret Limited Şirketinin” kurulup, kuruluşunun 7.11.1995 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığı, Belediyeyi temsilen o tarihlerdeki Belediye başkanı olan A.. G.. ile G.. Turizm ve Ticaret Limited Şirketi adına M.. A.. arasında 25.10.1995 tarihli ve 13.4.1996 tarihli protokollerin düzenlendiği, bu protokoller ile davalı şirketin, “K..Tatil Kenti” adı altında yapılacak devremülk ve otel inşaatı sosyal tesislerini yapmayı ve işletilmesini üstlendiği, Belediyeye karşıda bir takım taahhütlerde bulunduğu, ilk düzenlenen protokolün 5/1. maddesinde; “şirket ortaklarının Belediye Başkanlığının olurunu almadan şirketi hiçbir şekilde borçlandıramazlar, yapsalar da geçersizdir. Bu konuları her iki tarafta peşinen kabullenmişlerdir.” kararlaştırmasının bulunduğu, 13.2.1996 tarihinde tesislerin yapılacağı taşınmazın Belediye tarafından, davalı şirkete tapusunun devredilip, 15.11.1996 tarihinde Belediye başkanı A.. G.. imzası ile inşaat yapı ruhsatı verildiği, 6.3.1996 tarihli adiyen düzenlenen belge ile şirket temsilcisi M.. A..’in belediyeyi temsil etmek üzere yetkili olduğu belediye başkanı A.. G.. imzası ile belirtilmiş, yine Alanya Noterliği’nde düzenlenen 27.10.1995 tarihli vekaletname ile Belediye Başkanı A.. G..’in Belediye adına şirket temsilcisi M.. A..n’i vekil tayin ettiği, 9.10.1997 tarih ve 688 tarihi yazı ile Belediyece davalı şirkete yapı ruhsatının iptal edildiğinin bildirildiği, davalı Belediye Başkanı A.. G.. imzası ile 1995, 1996 ve 1997 yıllarında muhtelif kişilere yazılan cevabi yazılar ve basın bildirileri ile, projenin Belediye güvencesi ile yapıldığının bildirildiği gibi, aynı konuyu, yani projenin Belediyenin iştirak ve güvencesi ile yürütüldüğü hususunu şirket temsilcisi ve şirket de yazışma ve ilanlarında belirtmiş, davacı ve davalı şirket arasında 16.8.1997 tarihli adiyen düzenlenen sözleşme ile davacı devre mülk satın almış, sözleşmeyi satıcı olarak şirketi ve Belediyeyi temsilen M.. A.. imzalamıştır. Belediyenin şirket aleyhine açtığı tapu iptal tescil ve müdahalenin meni davası sonucu, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.2002 tarihli 2000/312 Esas 2008/309 karar sayılı 7.7.2004 tarihinde Yargıtayca onanarak kesinleşen ilamında, davalı şirkete taşınmaz satışına ilişkin ihalenin belediye meclisinin 11.11.1999 tarih ve 1 nolu kararı ile fesih edildiği, satışın ve ihalenin iptaline ilişkin idare mahkemesindeki davaya davalı şirketin de müdahil olarak katıldığı, idare mahkemesince ihale fesih edildiğinden fesih hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilip, kararın taraflara ve müdahil şirkete tebliğ edildiği, temyiz edilmediğinden kesinleştiği, yapılan taşınmaz satışının dayanağının kalmadığı gerekçesi ile davalı şirket adına olan tapunun iptaline, şirketin müdahalesinin meni ile yapılanların kal’ine karar verildiği, yine dosyaya ibraz edilen Alanya Ağır Ceza Mahkemesinin 98/87 Esas, 2000/37 Karar sayılı 16.2.2000 gün ve 25.10.2000 tarihinde kesinleşen ilamından Belediye Başkanı A.. G.. ve dört belediye görevlisinin, alıcı olan ve kötü niyetli olduğu belirtilen şirketin davranışları sonucu görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesi ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakta olup, bu hususlar tüm dosya kapsamı ile sabit ve tartışmasızdır.
    Davacı bu davasında, davalı şirket ile aralarında devre mülk satışına ilişkin, haricen düzenlenen protokol başlıklı belgeye dayanarak, sözleşmenin ifa imkanı kalmadığı gerekçesi ile tazminat isteminde bulunmuştur. Dosya içerisinde bulunan tüm belge ve delillerin birlikte değerlendirilmesinden, zamanın Belediye başkanı A.. G.. ile davalı şirketin kurucusu ve yetkilisi bulunan M.. A..’in el ve işbirliği içerisinde oldukları, Belediye başkanının görevini suistimal ederek ve yetkisini aşarak şirket lehine belediye aleyhine bir takım işlemler yapıp, davranışlarda bulunduğu, bu cümleden olarak usulsüz ihale yaptığı, yapı ruhsatı verdiği, şirketin yaptığı işlerin, verdiği taahhütlerin belediye güvencesinde olduğunu belirtmiş ise de, usulsüzlükler nedeniyle yapılan taşınmaz ihalesinin fesih edildiği gibi, şirkete devredilen tapunun da iptaline karar verildiği anlaşıldığından davalı belediye, zamanın belediye başkanın haksız fiil niteliğini taşıyan ve ceza kanununa göre suç olan bu davranışları ile, yine onun eylem ortağı olan davalı şirketin yaptığı işlemlerden dolayı sorumlu olamayacağının kabulü gerekir. Bu nedenle, bu sözleşmenin de davalı Belediyeyi bağladığından söz edilemez. Dairemizin dosyaya örnekleri sunulan bozma ilamlarının ait olduğu dosyalarda her ne kadar davalı belediyenin sorumlu olduğu belirtilmiş ise de, o dosyalarda Alanya Ağır Ceza Mahkemesine ait kesinleşmiş kararı ile Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş kararları bulunmadığından; her dosya kendi şartlarına göre değerlendirileceğinden farklı sonuca varılmıştır.
    Bu nedenlerle ve sonuç itibari ile dava dışı zamanın belediye başkanı A.. G..in haksız fiil niteliğindeki şahsi eylem ve işlemlerinden davalı Belediye’nin sorumlu tutulması mümkün olmadığından davalı Belediye hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...)
    gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı G... Belediye Başkanlığı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davacı ile davalılardan G.. Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketi arasında devre mülk satışına ilişkin olarak haricen düzenlenmiş bulunan “Protokol” başlıklı belgeye dayanılarak, sözleşmenin ifa imkanı kalmadığı gerekçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, “davalılar G.. Belediye Başkanlığı ile G.. Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılmış bulunan davanın her iki davalı yönünden de kabulü ile, 6.000,00 YTL"nin 22.09.2006 dava tarihinden itibaren 24.09.2007 ıslah tarihine kadar, 11.344,50 YTL"nin 24.09.2007 ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” dair verilen karar, davalı G.. Belediye Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, “davalı G..Belediye Başkanlığı’nın diğer davalı ile birlikte sorumluluğunun bulunduğu” gerekçesine dayalı olarak verilen direnme kararı, davalı G.. Belediye Başkanlığı vekilince temyiz edilmiştir.
    G.. Belediye Meclisinin 13.06.1994 tarihli kararıyla çeşitli firmalarla yap-işlet-devret modeli uygulanmak suretiyle çalışmaya gidilmesi ve 18.05.1995 tarihli kararıyla turizm şirketi kurulması veya kurulmuş şirketlere ortak olunmasına yönelik iş ve işlemleri takip etmek üzere Belediye Başkanına yetki verilmesine dair kararlar verildiği, 30.10.1995 tarihli Belediye Encümen kararında G.. Turizm Ticaret Limited Şirketi adı altında %20 hisse ile Belediye adına şirket kurma yetkisinin Belediye Başkanına verildiği; davalı G.. Belediye Başkanlığı’nın, 13.10.1995 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla ‘turizm ve mesken üretimi amaçlı olarak kurulacak olan şirketlere %20’şer oranında sermaye katılımında bulunmasına izin verilmesinden’ sonra, davalı G.. Turizm ve Ticaret Limited Şirketi’nde %20 pay sahibi olduğu; davalılar arasında, Belediye adına kayıtlı 22 ada 35 numaralı parsel üzerinde Kombi Tatil Kenti adı altında devre mülk, otel, sosyal tesisler yapılması ve işletilmesi hususunda mutabakatı içeren 25.10.1995 ve 13.02.1996 tarihli Protokollerin düzenlendiği, anılan Protokollerde davalı Belediyece, Şirketin bu kapsamdaki yükümlülüklerinin yerine getirilmesi taahhüdünün yanı sıra, tesislerin inşasından, teslim ve organizasyonuna dair güvence verildiğine dair hükümlerin yer aldığı; 13.02.1996 tarihli işlemle devre mülk inşaatına konu taşınmazda 32206/58406 payını diğer davalı Şirkete tapuda devreden davalı Belediyenin, 06.03.1996 tarihli Temsilci Tayin Belgesi ile az yukarıda değinilen Protokoller çerçevesinde ‘Belediyenin kurduğu ve ortağı olduğu Kombi Tatil Kentinin yapımında, Belediye güvencesi altında her türlü tanıtım reklam ve pazarlama yaparak devre mülk satışları yapmaya, bedellerini tahsil etmeye, devre mülk satışlarına dair sözleşmeler yapmaya, sözleşmelere Belediye Başkanlığı adına temsilci sıfatıyla ve şirket yetkilisi olarak imza atmaya, devre mülk satış sözleşmesi hükümlerinin icrasına, Devre mülk inşaatlarını yaparak alıcılara teslim etmeye, Belediyenin şirket ortağı olması hasebiyle Belediye Başkanlığı ve G.. Turizm Ticaret Limited Şirketini temsilen M.. A..’i yetkili kıldığı’, davalı Belediye Başkanlığınca 15.11.1996 tarihinde yapı ruhsatı verilmesinden sonra 14.04.1997 tarihli Belediye Encümen kararıyla Belediye Muhasebe Şefinin davalı Şirkette sorumlu muhasebeci ve umumi denetleyici olarak görevlendirildiği; K..Tatil Kenti ile devre mülklerin tanıtımına yönelik resim ve yazıların bulunduğu broşürde ‘proje, yapım, işletme, bakım, çevre düzeninin G.. Belediyesi ile G.. İnşaat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi tarafından üstlenildiği’ belirtilerek, Ko.. Tatil Sitesinin Belediye öncülüğünde oluşturulduğunun basın bildirisi yoluyla halka açıklandığı, dosya kapsamı ile belirgin olup; esasen bu konularda uyuşmazlıkta bulunmamaktadır.
    Yine, ‘satıcı ve organizatör’ sıfatıyla davalı Şirket ve davalı Belediye Başkanlığı temsilcilerinin imzaladığı, davacının da imzası bulunan 16.08.1997 tarihli adiyen düzenlenmiş Devre Mülk Satış Sözleşmesinde; G.. Belediyesi ile G.. Turizm İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından devre mülkün bulunduğu tatil kentinin sosyal tesisleriyle birlikte tamamlanacağı, tesisin inşasından devre mülk sahiplerine yerlerinin teslim edilmesi ve daha sonra işletme organizasyonunun G.. Belediyesi ile G.. Turizm İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi güvencesi altında olacağı taahhüt ve kabul edilmiştir.
    Takip eden süreçte, davalı Belediye Başkanlığı’nca diğer davalı Şirket aleyhine açılarak kesinleşen tapu iptal ve tescil davası sonucu 22 ada 35 numaralı parselde davalı Şirket adına kayıtlı payın iptali ile Belediye adına tesciline karar verildiği; ceza mahkemesince de, yukarıda sıralanan işlemlerde imzası bulunan Belediye Başkanı A..G..’in görevi kötüye kullanmak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Açıklanan maddi olgular, bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle uyuşmazlık; dosyada mevcut protokoller, yetki belgesi, sözleşme, broşürler, basın bildirileri, ceza mahkemesi ve tapu iptal-tescile dair hukuk mahkemesi kararları ile tüm bilgi ve belgelere göre; davalı G.. Belediye Başkanlığının, hakkındaki hüküm kesinleşmiş bulunan diğer davalı G.. Turizm İnşaat Ticaret Limited Şirketi ile birlikte sorumluluğu cihetine gidilip gidilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Satış Sözleşmesinin imzalanmasından önceki reklam ve tanıtım aşamalarında dağıtılan broşürlerde, satıcı G.. İnşaat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi ile birlikte G.. Belediyesinin de ‘devre mülklerin proje, yapım, işletme, bakım ve çevre düzenini üstlendiğinin’ belirtildiği, Belediyenin güvencesi altında devre mülk satışları yapmak üzere Belediye Başkanlığı adına temsilci sıfatıyla Şirket ortağı ve yetkilisi M.. A..’e Belediyece yetki verildiği, Şirket muhasebecisi ve denetmeni olarak bizzat Belediye görevlisinin yetkilendirildiği ve devre mülk inşası amacına yönelik olarak Belediyenin tapu payının davalı Şirkete temlik edildiği; dolayısıyla davalı G.. Belediye Başkanlığı’nın bu işlem ve davranışlarıyla alıcılar üzerinde satıma konu devre mülklerin teslimi konusunda bir intiba oluşturup, satıcı Şirkete beslenen güveni pekiştirdiği, diğer bir ifadeyle devre mülkler için güvence verdiği ve satın alma kararının verilmesinde etkili olduğu, toplanan delillerden açıkça anlaşılmaktadır.
    Davacı dayanağı 16.08.1997 tarihli Devre Mülk Satış Sözleşmesi de, davalı Ga.. Belediye Başkanlığı temsilcisi tarafından imzalanmış olup; anılan Sözleşmede, her iki davalının tesisin inşasından devre mülk sahiplerine yerlerinin teslim edilmesini ve daha sonra işletme üstlendikleri görülmektedir.
    Diğer yönüyle, yukarıda açıklanan olguların 1994 yılında alınan Belediye Meclisi kararı ile 1995 yılında alınan Bakanlar Kurulu Kararından sonra uzun bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştiği ve yapılan işlemlerin bu süreçte davalı Belediyece benimsendiği de belirgindir.
    Şu haliyle, alıcılarda haklı güven oluşturan ve zararın doğmasına sebebiyet veren davalı Gazipaşa Belediye Başkanlığı da, diğer davalı Şirket ile birlikte, davacının zararından sorumludur.
    Öte yandan; Türk Medeni Kanunu’nun 50. maddesine göre, tüzel kişilerin iradesi organları aracılığıyla açıklanır. Organların irade beyanı, bizzat tüzel kişinin irade beyanıdır. Sözü edilen maddeye göre organlar, yalnız hukuki işlemleri ile değil, diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Anılan 50. maddenin son fıkrasında ise, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel sorumluluklarının bulunduğu hükme bağlanmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanununun 3. maddesinin (b) fıkrasında ise, belediye başkanı da belediyenin organları arasında sayılmıştır.
    Bu açık hükümler karşısında; işlemlerin yapıldığı zamanın Belediye Başkanı A.. G..’in eylem ve işlemlerinin, davalı G.. Belediye Başkanlığı’nı bağladığı gibi; bozma ilamında işaret edilenin aksine, A.. G..’in söz konusu eylem ve işlemleri nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçundan ceza mahkemesince mahkum edilmiş olmasının, Belediyenin zarardan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı kuşkusuzdur.
    Tüm bunların yanında, Belediye adına kayıtlı taşınmaz üzerinde devre mülk, otel, sosyal tesisler yapılması ve işletilmesi hususlarında mutabakatı içeren 25.10.1995 ve 13.02.1996 tarihli Protokollerde, anılan Protokollerin tarafı olan davalı G.. Belediye Başkanlığı ile davalı G.. İnşaat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki iç ilişki düzenlenmiş olup; davacıya karşı ileri sürülmesi olanaksızdır.
    Sonuç itibariyle; davalı G.. Belediye Başkanlığı’nın, kendi adına kayıtlı bulunan arsaya, ortağı olduğu diğer davalı G.. İnşaat Turizm ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapımı kararlaştırılan dava konusu devre mülk için davacı alıcıya haklı bir güven verdiği ve oluşan bu güven nedeniyle, devre mülkün teslim edilmemesinden kaynaklanan davacı zararından, davalı Belediyenin de sorumluluğunun bulunduğu, her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; Yerel Mahkemenin, davalı G.. Belediye Başkanlığı’nın diğer davalı ile birlikte davacı zararından sorumluluğu cihetine gidilmesi gerektiği yönündeki kabulü ve bu yöne ilişkin direnme kararı yukarıda yazılı gerekçelerle yerindedir.
    Ne var ki, davalı G.. Belediye Başkanlığı vekilinin diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden, bu itirazların incelenmesi için dosyanın Özel Daire’sine gönderilmesi gerekir.
    S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup, davalı G.. Belediye Başkanlığı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi