19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4918 Karar No: 2016/10430 Karar Tarihi: 10.06.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4918 Esas 2016/10430 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, faturaya dayalı bir alacağın tahsili için giriştiği icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı ise takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığını ve ödemelerin dava dışı bir kişinin hesabına yapıldığını iddia etmiştir. Mahkeme, yetkili icra dairesi olmadığı gerekçesiyle davalının itirazını reddetmiş ve dava dışı kişinin hesabına yapılan ödemelerin takip konusu edilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Ancak, davacının daha önce aynı konuda Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunduğu ve beyanına göre ödemenin kendisine ulaşmadığı ortaya çıkınca, mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun \"para borçları\" başlıklı 179-194. maddeleri ve İcra ve İflas Kanunu'nun \"itiraz\" başlıklı 69-79. maddeleri.
19. Hukuk Dairesi 2016/4918 E. , 2016/10430 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için giriştiği icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığını, müvekkilinin takip konusu faturaların bir kısmını davacının banka hesabına, geri kalan kısmını da davacının ortağı olan dava dışı Hacer Orak İlay"ın banka hesabına havale ettiğini, dava dışı Hacer Orak İlay"a yapılan ödemeler bakımından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının işçisi olan Hacer Orak İlay"ın hileli davranışlarla kendisine ödeme yapılmasını sağladığı iddiasının ödeme sürecinin 11 ay olması ve yapılan alışverişe ilişkin gönderilen mutabakat mektuplarına karşı davacının sessiz kalması nedeniyle kabul edilemez olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, para borçlarının ifa yerinin alacaklının ikametgahı olması ve davacının ikametgahı ... olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine, davalı tarafından dava dışı Hacer ..."a banka kanalıyla gönderilen 43.276.00 TL"nin takip konusu edildiği, davalının fatura karşılığı ödeme yaptığı dava dışı Hacer ..."ın davacı tarafından ödeme kabul etme yönünde yetkili kılınmadığı ve yetkili kılınması yönünde bir teamül bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının 2013/19131 sayılı soruşturma dosyasında Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu dilekçesi ile adı geçen elemanı tarafından tahsilat yapıldığını ve paranın kendisine ulaştırılmadığını beyan ettiği gözetildiğinde davalının ödeme savunmasının kanıtlandığı anlaşılmıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken kabulü isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.