21. Hukuk Dairesi 2016/4384 E. , 2016/5275 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, Kurum işleminin iptaline, tahakkuk ettirilen pirim borcunun terkini ile 1479 sayılı Yasa"ya tabi Bağ-Kurluluğunun 21.4.1995 tarihinde sona erdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi Bağ-Kur sigortalılığının 21.04.1995 tarihinde sona erdiğinin tespitine, 12.01.2012 tarihli 732618 sayılı Kurum işleminin iptaline ve davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 03.05.1991 tarihli giriş bildirgesi ile vergi kaydına istinaden 25.04.1991 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 19.09.2007-23.07.2010 ve 24.07.2010- 30.09.2011 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa uyarınca sigortalı olduğu, 25.04.1991-31.12.1993 ile 08.01.1999-23.05.2011 tarihleri arasında vergi mükellefiyetinin olduğu, 02.05.1991-14.04.1995 ve 10.02.1999 tarihinden itibaren devam eden esnaf ve sanatkarlar odası kaydı olduğu, 01.05.1991-21.04.1995 tarihleri ile 10.02.1999 tarihinden itibaren halen esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olduğu, davalı Kurum tarafından 25.04.1991-21.04.1995 ile 08.01.1999-23.05.2011 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Dairemizin K sayılı, 08.09.2014 tarihli Bozma ilamında da belirtildiği üzere 5510 sayılı Yasa"nın 5754 sayılı Yasa"nın 33.maddesi ile değişik 53.maddesinde sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı düzenlenmiş olup aynı maddenin 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile değişik halinde ise aynı anda birden fazla sigortalılık halinin çakışması durumunda 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsüne üstünlük tanınacağı belirlenmiş ise de bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten (01.03.2011) öncesi için uygulanmayacağı açıktır.
Somut olayda, davacının önceden başlayarak devam eden sigortalılığının 5510 sayılı Yasa"nın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığı olduğu anlaşıldığından Bağ-Kur sigortalılığının 28.02.2011 tarihine kadar devam edeceğinin kabulü gerekir. Ayrıca 5510 sayılı Yasa"nın geçici 63.maddesinin koşullarının oluşması halinde davacının daha sonra da davalı Kuruma müracaat ederek prim borçlarının karşıladığı sürenin sonunda sigortalılığının durdurulmasını talep ederek prim borcunu ödemekten kaçınabilmesi de mümkündür.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının Bağ-Kur sigortalılığının 28.02.2011 tarihinde sona erdiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken davanın tümden kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerde hükmün 1.bendi tamamen silinerek yerine; “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının 1479 Sayılı yasaya tabi Bağ-Kur sigortalılığının 28.02.2011 tarihinde sona erdiğinin tespitine, Fazlaya ilişkin talebin reddine” sözcük ve rakamlarının yazılmasına;
3.bendi silinerek yerine; “3-Davacı tarafından yapılan toplam 409,00-TL mahkeme masrafının 204,50 Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına” sözcük ve rakamlarının yazılmasına ;
Hükme 5.bentten sonra gelmek üzere yeni bir bent eklenerek; “Davalı Kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500TL (maktu) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine” sözcük ve rakamlarının yazılmasına hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.