Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10784
Karar No: 2017/3425

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/10784 Esas 2017/3425 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/10784 E.  ,  2017/3425 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 29.01.2014 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin maliki olduğu ... ilçesi, ...mevkii 4272 parsel sayılı taşınmazın 182,35 m² yüzölçümlü kesiminin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/207 E. - 2008/498 K. sayılı kararıyla orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, 194,25 m² yüzölçümlü bölümünün ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E. - 2010/195 K. sayılı kararıyla orman rejimi dışına çıkarıldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 40.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 10.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 62.251,52.-TL tazminat istemiştir.
    Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın kabulüne, toplam 62.251,52.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan inceleme, araştırma hükme yeterli değildir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sırasında ... ilçesi, ...mevkii 552 parsel sayılı 13.800 m² yüzölçümündeki taşınmazın, Şubat 1952 tarih 190 sıra nolu 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşan tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile ... adına tespit ve tescil edildiği, imar uygulaması üzerine 2460 ilâ 4281 sayılı parsellere ifraz edildiği, 4272 parsel sayılı 376,60 m² yüzölçümündeki taşınmazın satış yoluyla ...’ye geçtiği, Hazine ve Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) tarafından açılan dava üzerine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E. - 2010/195 K. sayılı kararıyla 4272 sayılı parselin 194,25 m² yüzölçümlü bölümünün tahdit içinde iken Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı gerekçesiyle 2/B alanı olarak Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 14.06.2011 tarihinde kesinleştiği, Orman Yönetimi tarafından taşınmazın tahdit içinde kaldığı iddiasıyla dava açıldığı, davalı ..."nin de tazminat isteminde bulunduğu, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/207 E. - 2008/498 K. sayılı kararıyla 4272 sayılı parselin 224,96 m² yüzölçümlü bölümünün orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, tapu malikinin tazminat isteminin reddine karar verildiği temyiz incelemesinden geçerek 28.07.2009 tarihinde kesinleştiği, 30.12.2011 tarihinde 5665 ve 5666 sayılı parsellere ayrıldığı, 5665 parsel sayılı 182,35 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına, 5666 parsel sayılı 194,25 m² yüzölçümündeki taşınmazın beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasına tâbi olduğu şerhi yazılarak arsa niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 29.01.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
    Somut olaya gelince, ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün oluşturulduğu, ifrazlar ve satış yoluyla çekişmeli taşınmazın davacıya geçtiği bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının karşılanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu durumda 4272 sayılı parselin orman yapılan 224,96 m² yüzölçümlü bölümü yönünden ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/207 E. - 2008/498 K. sayılı kararının kesinleştiği 28.07.2009 tarihinin, 2/B alanı olarak Hazine adına tescil edilen 194,25 m² yüzölçümlü kesim yönünden ise ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E. - 2010/195 K. sayılı kararının kesinleştiği 14.06.2011 tarihinin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerekmektedir.
    Ne var ki; hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirtilerek orman ve 2/B alanında kesiminin dava tarihindeki değeri belirlenmiştir.
    Diğer taraftan Hazine, Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) tarafından açılan dava üzerine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/14 E. - 2010/195 K. sayılı kararıyla 4272 sayılı parselin 194,25 m² yüzölçümlü bölümünün tahdit içinde iken Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı gerekçesiyle 2/B alanı olarak Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği halde 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun 7. maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca işlem yapılıp yapılmadığı araştırılmadan tazminata hükmedilmiştir.
    4721 sayılı Tük Medenî Kanununun 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, “Tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.” Somut olayda, tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesiyle bir zarar oluştuğu kabul edilebilirse de 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği, bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılamayacağı, açılan davalardan vazgeçileceği, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle

    Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılacağı, ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanunî mirasçılarına iade edileceği; aynı Kanunun 7. maddesinin üçüncü fıkrasında ise birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu sürenin bitimiyle birlikte sona ereceği, bu kişilerin idareden başkaca talepte bulunamayacakları, hak ve tazminat talep edemeyecekleri ve dava açamayacakları öngörülmektedir. Tapusu iptal edilen taşınmazların, 6292 sayılı Kanunun sözü edilen hükümlerine göre tekrar tapu sahibine iade edilmesi halinde, davacı tarafın zararı izale edilip, tazminata hükmedebilmek için zorunlu unsur olan zarar gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle de, 26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun 7. maddesinin biinci ve üçüncü fıkraları uyarınca işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
    Bu nedenle, öncelikle davacının 4272 sayılı parselin 2/B alanı olduğu gerekçesiyle tapusu iptal edilen 194,25 m² yüzölçümlü kesiminin (5666 sayılı parselin ) 6292 sayılı Kanunun 7/1. fıkrası uyarınca iadesi istemiyle idareye başvuruda bulunup bulunmadığı araştırılmalı, başvuruda bulunulmamış ise davacı, 6292 sayılı Kanunda düzenlenen 2 yıllık idareye başvuru süresi dolmadan tazminat istemiyle eldeki davayı açtığından 5666 sayılı parselin 6292 sayılı Kanunun 7/1. fıkrası uyarınca iadesi istemiyle idareye başvuruda bulunabilmesi için uygun süre verilmeli, davacının iade isteğinin idarece reddedilmesi halinde 4272 sayılı parselin tamamına (5665 ve 5666 sayılı parsellere) yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihlerindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihlerinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi,emsal alınan taşınmazların satış tarihi, davalı taşınmazın ise değerlendirme tarihleri itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19.04.2017 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi