Mahkeme :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet


Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanığın olay tutanağını imzalamaktan imtina etmesi, kollukta alınan müdafisiz beyanını reddetmesi, polisin cebindeki 3 gramı çıkararak sen bunu kabul edeceksin karakola gideceğiz dediğini ve suça konu uyuşturucu maddelerin kendisine ait olmadığını savunması karşısında; olay tutanağında imzaları bulunan tutanak tanıkları çağrılarak olayla ilgili beyanlarının alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-Kabule göre;
a-... Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün 2010/7684 DS sayılı dosyası üzerinden sanık adına düzenlenen çağrı yazısı örneğinin aslı veya onaylı suretinin denetime imkan verecek şeklide dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Gerekçeli kararda, sanığın bu suçu daha önce kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davası nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediğinin belirtilmesine rağmen, sanığın sabıka kaydında Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 21/12/2005 tarih 2005/258 esas, 2005/348 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında TCK"nın 191/2. Maddesi gereğince verilen denetimli serbestlik kararının bulunması, UYAP üzerinden yapılan araştırmada Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 03/07/2014 tarihli ek kararında sanık hakkındaki denetimli serbestlik dosyasının AMATEM"in 04/09/2010 tarih ve 32862 sayılı evrakı gereğince görüşmeye gitmemesi nedeniyle kapatıldığının belirtilmesi, inceleme konusu dosyada ise suç tarihinin 28/02/2010 tarihi olduğunun anlaşılması karşısında; Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 21/12/2005 tarih 2005/258 esas, 2005/348 karar sayılı dosyasının aslı yada denetime imkan verecek şekilde onaylı örneği getirtilip, sanığın bu suçu daha önce kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davası nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği göz önünde bulundurulmadan eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
c-28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince sanığa... Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün dosya içerisinde bulunmayan çağrı yazısının 27/01/2011 tarihinde tebliğ edildiğinin tebligat parçasından anlaşıldığı; ancak sanığın yasal sürede müracaat etmemesi üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtarat gönderilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi,
d-5271 sayılı CMK"nın 324. maddesinin 4. fıkrasına, 6352 sayılı Yasa"nın 100. maddesi ile eklenen ek cümle uyarınca, Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesi"ne yüklenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 28/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.