4. Hukuk Dairesi 2015/5470 E. , 2015/7324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/09/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre
aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
A) Dava, haksız şikayet nedeni ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı Beldesi Belediye Başkanı olduğunu, davalının da merkez mahalle muhtarı olup hakkında asılsız şikayetlerde bulunduğunu, gıyabında “hırsız, ona başkanlık yaptırmayacağım” dediğini, şikayetler nedeni ile adli ve idari soruşturmalar geçirdiğini, netice olarak şikayetlerin biri dışında idarenin hakkında soruşturma izni vermediğini, izin verilen şikayet hakkında ise savcılıkça kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, davalının şikayetlerinin nedeninin oğlunun belediyede işe alınmaması olduğunu, salt kendisine beslediğini kişisel husumet nedeni ile zarara uğratmak kastı ile şikayet hakkının kullanılması nedeni ile hukuki yardım almak zorunda kaldığını, belediyenin proje yardımı alamamasından dolayıda personel maaşlarını ödemek için bireysel kredi çektiğini bu nedenlerle maddi zarara uğradığı gibi sürekli soruşturma tehdidi altında olmadan dolayı manevi olarak da üzüntü duyduğunu bildirerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, muhtar olarak kendisine iletilen şikayet konularını görevi gereği ilgili makamlara bildirdiğini, oğlunun işe ihtiyacı olmadığını, davacıya kişisel husumet beslemediğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, şikayetlerin kişisel husumet nedeni ile yapılmış olduğu, Anayasal bir hak olan şikayet hakkını kullanma kapsamı dışında kaldığı ve davacıya zarar verme amacı ile hareket edildiği kanaatine varılarak maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nın 49. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalının davacı hakkındaki şikayeti sonucu davacı hakkında idari soruşturma başlatıldığı, şikayet konuların bir tanesi dışında soruşturma izni verilmediği, bir tanesi hakkında ise soruşturma izni verildiği, bununla ilgili savcılıkça yürütülen soruşturma sırasında alınan bilirkişi görüşü uyarınca davacının eyleminde suç unsuru olmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, bu haksız şikayet nedeni ile hukuki yardım almak zorunda kaldığından ayrıca belediyeye proje yardımı verilmediğinden personel maaşlarını ödemek için bireysel kredi çekmek zorunda kaldığından maddi zarara uğradığını iddia etmiş ise de, dosya arasında iddiaların ispatına yarar delil bulunmadığı gibi davalıya isnat edilen hukuka aykırı fiil ile, davacının başkanı olduğu belediyeye proje yardımı verilmemesi ve ayrıca bu yardımın verilmemesi ile personel maaşlarının ödenememesi arasında uygun nedensellik bağı da bulunmamaktadır. Şu durumda davacının maddi tazminat isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
b) Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi ( 818 sayılı BK 49. maddesi ) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı çok fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/06/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Haksız şikayet hallerinde manevi tazminata karar verilebilmesi için şikayete konu tüm eylemlere ilişkin hiç bir delil bulunmaması yanında emarenin de olmaması gerekir.
Somut davamızda davalının şikayet konusu yaptığı eylemlerin bir kısmı hakkında (Belediyeye ait parke döşeme makinesi, traktör römorku ve arka bahçenin ihalesiz satıldığı) konularında Akkuş Kaymakamlığınca soruşturma izni verilmesi emare niteliğindedir ve şikayetin kısmen de olsa haklı olduğunu göstermektedir.
Davalının tehdit ve hakeret suçlarından mahkum olmasına ilişkin HAGİB kararları bağlayıcı olmadığı gibi, haksız şikayet iddiası ile açılan tazminat davasına etkilide değildir. Keza, bir kısım şikayet konularında delil ve emare olmamasıda şikayetin haksız olduğunu göstermez.
Sonuç olarak, davalının şikayetinde kısmende olsa emare vardır. Bu nedenle şikayet haklıdır. Manevi tazminatın tümden reddine karar verilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun bozma kararının 2/b bendine katılmıyorum. 04/06/2015
Karşılaştırıldı.