Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4857 Esas 2017/6518 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4857
Karar No: 2017/6518
Karar Tarihi: 18.09.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4857 Esas 2017/6518 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/4857 E.  ,  2017/6518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.10.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil olmaması halinde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 05.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tarafından davacı vekili istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, TMK"nın 724. maddesi gereğince temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.Davacı vekili, davacı tarafından dava konusu 506 ve 508 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde iyi niyetle yetiştirilen ağaçların ve inşa edilen yapıların bulunduğu alanın uygun bir bedel karşılığında davacı adına tesciline olmaması halinde ağaçların ve yapıların bedeli olan 25.000,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, TMK’nun 729. maddesinde düzenlenen temliken tescil koşullarından iyi niyet koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile davacının tescil talebinin reddine; müdahaleye konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat bedeline ilişkin talebin dayanağının sebepsiz zenginleşme hükümleri olduğu, tazminatın belirlenmesinde tarafların iyi niyetli olup olmadıkları üzerinde durulması gerektiği, davacının iyi niyetli olmadığı, davalıların ise meydana gelen zararda ortak kusurlarının olduğu, hakkaniyet durumu dikkate alınarak muhdesatın asgari levazım bedeli üzerinden %10 oranında artırım yapılması gerektiği, davacının talep edebileceği tazminat miktarının 9.887,63 TL olduğu gerekçesi ile davacının tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    HMK"nın 266. maddesi gereğince mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurulması gerekir. Sadece hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmamaktadır. Somut olayda; 08.07.2011 tarihli inşaat ve ziraat bilirkişisi tarafından hazırlanan ortak raporda müdahaleye konu taşınmazlarda, davacı tarafından yetiştirilen ve inşa edilen yapıların asgari levazım bedelinin hesaplanmadığı, asgari levazım bedelinin mahkemece belirlendiği anlaşılmış olup, mahkemece usulüne uygun bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi yerine geçerek yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.