14. Hukuk Dairesi 2015/4749 E. , 2017/6517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.07.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin değer yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili olan ... ile aynı bölgede kurulan davalı ... Sanayi Odası 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesinin atık su ve yağmur suyu altyapılarını, kendi sınırlarına kadar inşa ettiğini, sınırları dışında bir tesis inşa etmeyerek kanal giderlerini tarlalara ve gölete bıraktığını, mevcut su ve atıkları kuru dere tabir edilen alanlara tahliye ettiğini öne sürerek davalının atık su ve yağmur sularını mevcut boşaltım noktalarından akıtmasının önlenmesini ve verilen zarar miktarı olan şimdilik 10.000 TL "sının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının istemi üzerine, dava tarihinden önce ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan delil tespiti için dava konusu taşınmazlarda yapılan keşif sonucu düzenlenen 09.04.2012 tarihli ve 03.04.2012 tarihli bilirkişi raporlarında, ... Sanayi Odası 2. Organize Sanayi Bölgesinden gelen yağmur suyu ve pis suların ... Organize Sanayi Bölgesine zarar verdiği bildirilmiştir.
Davalının istemi üzerine, dava tarihinden önce ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan delil tespiti için dava konusu taşınmazlarda yapılan keşif sonucu düzenlenen 28.09.2011 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda, ... Sanayi Odası 2. ve 3. Organize Sanayi Bölgesinin yağmursuyu kanallarından akacak yağmur sularının bölge çevresinde yer alan diğer organize sanayi bölgelerine zarar verebilecek nitelikte olmadığı bildirilmiştir.Bu dava açıldıktan sonra mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen 19.09.2013- 30.09.2013 tarihli kök ve 13.01.2014 tarihli ek raporda; davacıya ait arazide meydana gelen su birikintilerinin yağmur suyu ve mevsimsel akışlı yüzeysel sulardan kaynaklandığı, davacının mansap koşullarını gözeterek kendi OSB sınırları içinde uygun bir çözümle yeraltı suyu susuzlaştırma ve kaynaktan gelen yağmur suyu ile arıtılmış atık su deşarjını sağlaması ve bundan sonra kaynakta bulunan OSBlere yağmur suyu ve atık su deşarj bağlantılarını bildirmesi ve davalının arıtma tesisi çalışmaya başlayıncaya kadar atıkları sızdırmasız fosseptikte toplaması, (tesis faaliyete geçtikten sonra) kendi yağmursuyu ve atıksu şebekelerini davacının kuracağı sisteme bağlaması gerektiği bildirilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine üniversite öğretim üyeleri ile hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu 11.04.2014 havale tarihli tarihli kök ve 19.06.2014 tarihli ek raporunda somut olayda devam eden bir elatma olmadığını, ancak dosyada mevcut tespit dosyası doğrultusunda davalının atık suları bakımından gerçekleşip sona ermiş bir haksız elatmanın söz konusu olduğunu, haksız el atmanın tekrar gerçekleşme tehlikesinin mevcut olduğunu ve davacının gerekli tedbirleri alması gerektiğini, yağmur suları bakımından davacının meydana gelen zarara katlanmak zorunda olduğunu, davalının da meydana gelen zararda payının olduğunu bu nedenle davacının davalıdan tazminat talep etme hakkının bulunduğunu, davalı tarafından yapılan deşarjın kuru dere yatağına yapılmakta ve bu deşarjın alıcı su ortamına ulaşmadan topraktan sızarak kısmen buharlaşarak yer altına inmekte olduğunu, davalının arıtmış olduğu atık suları bir deşarj hattı ile alıcı su ortamına ulaştırması gerektiğini, davacının önce faaliyete geçtiğini, davalı OSB kurulmadan önce de topoğrafyasının aynı olduğunu, mansapta bulunması nedeniyle davacının yüzeysel sular için tüm önlemleri alması gerektiğini bildirmiştir.Görülüyor ki bilirkişi raporları birbiriyle çelişkilidir. Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, beş kişilik uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak önceki raporlar arasındaki çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.