17. Hukuk Dairesi 2017/2780 E. , 2019/10975 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde birleşen dosya davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, birleşen 2014/521 esas sayılı dosyada, müvekkilinin 21/08/2012 tarihinde ... plakalı aracı ile seyir halindeyken davalı ... şirketince zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan ..."in sevk ve idaresindeki...plakalı çekici ile çarpışmasından dolayı meydana gelen kaza sonucu araçta oluşan hasarın tazmini amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece Asıl davanın kısmen kabulüne birleşen 2014/521 Esas sayılı dosya yönünden davanın kabulü ile 38.170,TL"nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla (15.000.TL"nin asıl dosya üzerinden karara bağlanmakla) 11.12.2014 tarihinden itibaren davalı ... A.Ş."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, birleşen dosyadan davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın istemine ilişkindir.
Mahkemece araç hasarı konusunda makina mühendisi bilirkişisinden alınan 28/11/2014 tarihli rapor ve 18/06/2015 tarihli ek raporda; aracın kaza nedeniyle şasi aksamının önemli darbe aldığı ve aracın ağır hasarlı olarak hurdaya ayrılması gerektiği, aracın rayiç bedelinin 38.170,00 TL olarak değerlendirildiği, aracın tamirinin veya mevcut parçalarının da başka araçta kullanılmasının mümkün olmadığı, tamamen hurda olarak değerlendirmek gerektiği, sovtaj değerinin 21/08/2012 kaza tarihi itibariyle 1.500,00 TL olarak değerlendirildiği, sovtaj değeri düşülünce değerinin 36.670,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, araç pert kabul edildiğine göre aracın kaza tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değeri arasındaki farkın hasar bedeli olarak kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre; "Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder."
Somut olayda, davalı ... Şirketi, hasara neden olan...plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, 21/08/2012 kaza tarihindeki poliçe limiti araç başına maddi 22.500.00 TL olup; mahkemece teminat limiti aşılarak davalı ... şirketi aleyhine 38.170,00 TL"ye hükmedilmiştir. Mahkemece, davalı ... şirketi yönünden teminat limiti dahilinde zararın tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde limit aşılmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Anayasanın 35. ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK."nun 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 Sayılı HMK."nun 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
Somut olayda; dosya kapsamında 25/10/2015 tarihli makine mühendisi trafik kusur uzmanından alınan kusur raporunun birleşen dosya davalısı sigorta şirketi vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Birleşen dosya davalı vekiline 25/10/2015 tarihli kusur raporunun usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, birleşen dosya davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleşen dosya davalısına geri verilmesine 21/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.