12. Ceza Dairesi 2019/2130 E. , 2019/9469 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık ..."ın, anılan Kanunun 74, 765 sayılı TCK’nın 19 ve 59. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay ağır hapis ve 181.753,416 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair Muğla Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2002 tarihli ve 2002/225 esas, 2002/516 sayılı kararının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 16/12/2004 tarihli ve 2004/6717 esas, 2004/9594 sayılı ilamı ile düzeltilerek onanması sonucu kesinleşmesini müteakip, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, sanığın 2863 sayılı Kanunun 74/1, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 180,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/07/2005 tarihli ve 2005/57 esas, 2005/209 sayılı kararının, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 23/12/2008 tarihli ve 2006/2142 esas, 2008/22362 karar sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip yeniden yapılan yargılama sonucu sanığın 2863 sayılı Kanunun 74/1, 765 sayılı Kanunun 59/2. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/05/2009 tarihli ve 2009/30 esas, 2009/152 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçunu işlediği ihbarı üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkındaki kamu davasının dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca düşürülmesine dair Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli ve 2014/398 Esas, 2015/50 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/4. maddesinde yer alan, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararın kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren kanunlar uyarınca lehe değerlendirme yapılarak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, ancak sanığın denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği anlaşılmakla, hükmün açıklanması yerine kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 04/02/2019 tarih ve 94660652-105-48-12545-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/02/2019 gün ve 2019/13676 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve soruşturma evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Her ne kadar; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/4. maddesinde yer alan, “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün açıklanması yerine kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle kanun yararına bozma talebinde bulunulmuş ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/4. maddesi gereğince dava zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanması mümkün değil ise de; ceza zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 16/12/2004 tarihli ve 2004/6717 esas, 2004/9594 sayılı ilamı ile düzeltilerek onama tarihinden itibaren TCK’nın 68/1-e maddesi gereğince 10 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olduğundan bahisle sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken; mahkemece, dava zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle düşme kararı verilmesinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Çeşme 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 tarihli ve 2017/696 Esas, 2018/88 Karar sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hüküm fıkrasına (1) nolu bendi hükümden çıkartılarak yerine; “Sanık ..."ın üzerine atılı izinsiz kazı yapılarak 2863 sayılı yasaya muhalefet eylemi nedeniyle açılan kamu davasında, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin düzeltilerek onama tarihi olan 16/12/2004 tarihi itibariyle 10 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla KAMU DAVASININ DÜŞÜRÜLMESİNE,” ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.