Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/4-65
Karar No: 2012/284
Karar Tarihi: 04.04.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/4-65 Esas 2012/284 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, rücu yoluyla tazminat istemine ilişkindir. Karayolları Genel Müdürlüğü'nün trafik işaretlerini yapmaması nedeniyle sorumlulukları olduğu iddia edilmiştir. Yargılama sürecinde, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği belirtilmiştir. Önceki kararın bozulması nedeniyle yeniden yapılan yargılamada ise, davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu sonucuna varılmıştır. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun idari dava türlerine ilişkin 2. maddesi açıklanarak, rücu yoluyla açılan tazminat davası iptal davası veya idari sözleşmeden kaynaklanan dava niteliği taşımadığı belirtilmiştir. Kanunun tam yargı davaları konusunu düzenleyen hükmü de açıklanarak, her hangi bir davanın tam yargı davası sayılabilmesi için öncelikle bir idari işlem veya eylemin bulunması gerektiği belirtilmiştir. Yazının sonunda kanun maddelerinin tam metninde yer alan ayrıntılar açıklanmamıştır.
Hukuk Genel Kurulu         2012/4-65 E.  ,  2012/284 K.
  • KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN TRAFİK İŞARETLERİNİ YAPMAMASI
  • GÖREV
  • RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI
  • İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU (İYUK) (2577) Madde 2

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “rucüan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabul ve reddine dair verilen 16.09.2008 gün ve 2007/132 E., 2008/296 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce önce başka nedenle bozulmuş; davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün karar düzeltme istemi üzerine de 08.11.2010 gün ve 10900/11531 E., K. sayılı ilamıyla;

(“...Dava, rücu yolu ile tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Tarafların temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü kararın düzeltilmesini istemiştir.

Dava konusu olayda, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü"nün trafik işaretlemelerini yapmaması nedeniyle sorumluluğu bulunduğu ileri sürülmüştür.

Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü bir kamu tüzel kişiliği olup kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, bu davalının yasa ile kendisine verilmiş bulunan görevi yerine getirmediği ileri sürülmüştür. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince ilgili idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirken başka nedenle bozulmuş olduğu anlaşıldığından, adı geçen davalının karar düzeltme istemi kabul edilmeli, Dairemizin bozma kararı kaldırılmalı ve karar yukarıda açıklanan nedenle bozulmalıdır...“)

gerekçesiyle ilk bozma kaldırılıp, Karayolları Genel Müdürlüğü lehine bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

 TEMYİZ EDEN : 1-Davacı SGK vekili

                           2-Davalı A. vekili 

                HUKUK GENEL KURULU KARARI               

Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek  direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince  duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, rücu yolu ile tazminat istemine ilişkindir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabul ve reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Özel Dairece önce esasa ilişkin nedenlerle bozulmuş; ancak Karayolları Genel Müdürlüğünün karar düzeltme talebi üzerine, bu talep kabul edilerek bu kez yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle yargı yolu noktasından bozulmuştur.

Mahkemece önceki kararda direnilmiş; kararı, davacı ile davalılardan A. vekilleri temyize getirmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yargı yolu bakımından davaya bakma görevinin idari yargıya mı, yoksa adli yargıya mı ait olduğu noktasında toplanmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre idari davalar; dari işlemler hakkında açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan, ibarettir.

Ödenen tazminatın rücuan tahsili istemiyle açılmış olan eldeki davanın, yukarıda sözü edilen Kanun hükmü anlamında bir iptal davası veya idari sözleşmeden kaynaklanan bir dava olmadığı açıktır.

Diğer taraftan, maddede sözü edilen tam yargı davaları; ancak, her hangi bir idari eylem ve işlemden dolayı kişisel hakkın doğrudan muhtel olması halinde ve o kişisel hakkın sahiplerince açılabilirler. Dolayısıyla, her hangi bir davanın tam yargı davası olarak nitelendirilebilmesi için, ortada öncelikle bir idari işlem veya eylemin bulunması şarttır; ayrıca, bu işlem veya eylem nedeniyle kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olması da gerekir. Açıklanan özelliği itibariyle eldeki davanın bu Kanun hükmü anlamında “tam yargı davası” niteliği taşımadığında da kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.              

Dava konusu olayda davacı vekili, rücu istemini, davalı idarenin kendisine yönelik herhangi bir eylem veya işlemine dayandırmamaktadır.

Yine davalıya rücu edilmek istenilen tazminatın, davacının hukuki statüsü gözetildiğinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun kapsamında bir kamu alacağı olmadığı da tartışmasızdır.

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünce verilen kararlarda da, yukarıda değinilen ilke ve kurallara dayanılmak suretiyle, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğinin benimsendiği, bu benimsemeye bağlı olarak görevin adli yargıya ait bulunduğu sonucuna varıldığı ve adli yargı yerlerince verilen görevsizlik kararlarının bu gerekçeyle kaldırıldığı görülmektedir (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 12.06.2000 gün ve 2000/1-14 E., K; 26.12.2005 gün ve 2005/95-121; 06.12.2004 gün ve 2004/84-86; 06.12.2004 gün ve 2004/91-88 E., K; 02.02.2009 gün ve 2008/397 E., 2009/28 K. sayılı kararları).

Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 31.05.2006 gün ve 2006/4-310 E.-2006/330 K; 31.05.2006 gün ve 2006/4-294 E-327 K; 18.04.2007 gün ve 2007/4-223 E-223 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.      

Baştan beri yapılan tüm açıklamalar, değinilen ilkeler ve kurallar itibariyle, somut olayda davaya bakma görevi adli yargıya aittir.

Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin gerekçesi ve sonucu itibariyle aynı yönde olan direnme kararı yerindedir

Ne var ki, bozma nedenine göre diğer kısımlara ilişkin temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmediğinden, dosyanın bu yönde inceleme yapılmak üzere Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde olup, işin esasına yönelik davacı ve davalılardan Ahmet Aksoy vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 04.04.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi