Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14248
Karar No: 2017/3399

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14248 Esas 2017/3399 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/14248 E.  ,  2017/3399 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    .

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ile ... Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı, ....öyü Köy içi mevkiinde bulunan D: 115 Parsel, B:Yol, K: Yol, G: ....tarlası, aynı mevkideki D: ...."a ait 2744 sayılı parsel, B: davacıya ait 115 sayılı parsel, K: yol, G:.... tarlası ile çevrili iki adet taşınmazın daha önce ....zilyetliğinde olduğunu, ona da kayınpederinden kaldığını, taşınmazların.... tarafından ....’ya satıldığı, kendisinin de....’dan satın aldığını, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek Medeni Kanunun 713. maddesi gereğince taşınmazların adına tescilini istemiştir.
    Hazine, dava konusu yerin ... içme suyu toplama havzasında yer aldığını, tapuya tescil edilemeyeceğini davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne, Fen Bilirkişi .... tarafından düzenlenen 16.01.2008 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 350 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 78 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine ve ... Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 18.03.2011 gün ve 2010/191-3458 sayılı ilamı ile “Çekişmeli taşınmaz için 3402 sayılı Kanunun 17 ve 14. maddelerindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin yöntemince araştırılması, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması veya kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalması ya da orman ve arazi kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 20 yıldan fazla süre geçmesi, o yerin kişiler adına tescili için yeterli olamayacağından, bu şekilde yapılacak inceleme sonucu dava konusu yerin; orman sayılan veya orman rejimine girmiş (15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliği madde 26) yerlerden ya da 3402 sayılı Kanunun 16. maddesinde belirtilen özel mülkiyete tâbi olmayacak kamu mallarından olduğunun belirlenmesi 3402 sayılı Kanunun 16. md. A, B, C, ve D bentleri kapsamında kalan yerler), kamu hizmetine tahsis edilmiş olduğunun anlaşılması (3402 sayılı Kanunun 17/1. maddesi gereğince orman yetiştirilmek üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen arazi ya da başka bir amaçla kamu hizmetine tahsis edilen arazi, imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamaz (H.G.K."nun 03.06.1998 gün ve 1998/8-347-394; 12.12.2001 gün ve 2001/20-118-1156 S.K.). il, ilçe ve kasabaların nazım veya uygulamalı imar planlarının kapsadığı alanlarda kaldığının saptanması (3402 sayılı Kanunun 17/2. md. H.G.K."nun 25.04.2001 gün ve 2001/20-390-396 S.K.), tescil davalarında, davanın açıldığı; kadastro tesbitine itiraz davalarında ise, kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritaları veya fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilmeyen yerlerden olduğunun anlaşılması, kadastro tesbit ve tescil harici bırakma işleminin kesinleştiği tarihten tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin geçmemiş olması (H.G.K.’nın 22/03/1995 gün ve 1994/8-873-216; 19/02/1997 gün ve 1996/8-768-100; 24/09/1997 gün ve 1997/20-372-718; 18/02/1998 gün ve 1998/8-15-129 sayılı kararları), o yerde orman kadastrosu kesinleşmiş olsun olmasın, taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. ve Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a. maddeleri kapsamında orman içi açıklık konumunda bulunması (H.G.K"nın 10.12.1997 gün ve
    1997/20-830-1034; 17.12.1997 gün ve 1997/20-808-1039; 22.10.2003 gün ve 2003/20-665-614; 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları ile orman içi açıklıkların zilyetlikle kazanılamayacağı kabul edilmiştir.), dava konusu taşınmazın veya yakın çevresinin arazi kadastro ekiplerince kadastro paftası üzerinde orman nitelemesi yapılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K.nun 21.01.2004 gün ve 2004/8-15-7; 12.05.2004 gün ve 2004/8-242-292; 12/03/2008 gün ve 2008/20-214-241 sayılı kararları), kadastro (tapulama) komisyonu tarafından orman sayılarak tesbit ve tescil harici bırakılması (H.G.K.nun, 24.10.2001 gün ve 2001/8-964-751; 13.02.2002 gün ve 2002/8-183-187 sayılı kararları), 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fırkasında yazılı, 4785 sayılı Kanunla Devletleştirilmiş Orman, 3116 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine göre kamulaştırılmış orman, 6831 sayılı Kanunun 3. maddesine göre orman rejimine alınmış yer, aynı Kanunun 13. maddesinin (B) bendine göre orman olarak ağaçlandırılan veya ağaçlandırılacak yer, aynı Kanunun 24. maddesine göre kamulaştırılan ya da diğer suretle orman yetiştirmek üzere kamulaştırılan yer, devlet Ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan yer, Herhangi bir nedenle orman sınırı dışında kalmış orman, Maliye Bakanlığınca orman olarak tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış saha, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alan olduğunun belirlenmesi halinde, bu tür yerlerin herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı düşünülerek başka bir araştırmaya gerek kalmadan Hazine davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi (H.G.K.’nun 15/03/2006 gün ve 2006/8-106-68 sayılı kararı), yazılı koşulların somut olayda bulunmaması halinde, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmesi, somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınması, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulması, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idarî tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmesi, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırması” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalı ... Belediyesi tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 22.05.2012 gün ve 2011/9239 esas, 2012/7760 karar sayılı ilamı ile “Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, bozmada değinilmesine rağmen keşif yapılmamış, bilirkişi raporu alınmamış, bozma kararından önce yapılan maki haritalarının uygulanmasına dayalı keşif ve bu keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli taşınmazın makiye ayırma komisyonunca makiye ayrılan yerlerden olduğu, bu tür yerlerin zilyetlikle edinilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, sözü edilen uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1942 yılı orman tahdidi dışında kaldığı ve sonraki işlemlerde durumunun değişmediği, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakılan eğimi %12’den az olan çekişmeli taşınmazın makiye ayırma işleminde Akdeniz makisi olarak saptanmışsa da, toprak tevzii işlemi yapılmadığı, Hazine adına oluşmuş bir tapu kaydının da bulunmadığı da bildirildiğine göre, çekişmeli taşınmaz orman rejimi içinde değerlendirilemez. Ancak, çekişmeli taşınmazın imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olup olmadığı ve davacı yönünden bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği yöntemince araştırmalı, bu cümleden daire bozma kararı gerekleri yerine getirilmelidir.” gereğine değinilerek ikinci kez bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyulmasının ardından yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, bilirkişi kurulunun 21/04/2015 tarihli müşterek raporlarında "A" harfi ile sarı renkli alan taraması ile belirtilen 350 m2"lik yer ile aynı raporda krokide "B" harfi ile gösterilen ve yeşil renkle taralı olan 78 m2 taşınmazların davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ile ....Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; genel kadastroda tapulama dışı bırakılan tapuda kaydı bulunmayan taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahdidin aplikasyonu ve sınırlandırması Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile iptal edilen ormanların kadastrosu 1976 yılında yapılıp ekip çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri ise, 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1988 yılında aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir.
    ... köyünde genel kadastro 1955 yılında kısmen yapılmış, daha önce kadastrosu yapılmamış yerlerin ek kadastrosu ise 1989 yılında yapılmış, en son arazi kadastro işlemi 22.05.1991 ilâ 21.6.1991 tarihleri arasında ilân edilmiş, taşınmaz bu çalışmalarda taşlık olarak tapulama dışı bırakılmıştır.
    Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; 4721 sayılı Medeni Kanunun 713/3 maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılmalıdır. 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ...Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş; bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır. Bu nedenle, büyükşehir sınırları içinde yer alan ... köyünün tüzel kişiliği sona ermiş olup, 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca, yerine, bağlı bulunduğu ... ilçe Belediye Başkanlığı geçmiştir. Bu durumda, 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ... köyünün bağlı bulunduğu ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re"sen gözetilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ile ... Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/04/2017 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi