Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/9554
Karar No: 2021/780
Karar Tarihi: 02.02.2021

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/9554 Esas 2021/780 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/9554 E.  ,  2021/780 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı ..., dava konusu edilen ve tapuda... adına kayıtlı olan iki parça taşınmazı 1978 yılında haricen satın aldığını ve o tarihten beri malik sıfatıyla kullandığını açıklayarak, taşınmazlarda davalıların murisi... adına olan kayıtların iptal edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
    Davalılar , ... ile davalı ... vekili mahkemeye sundukları usulüne uygun kimlik kontrolü yapılan imzalı dilekçelerle, davalılar ... ise duruşmada alınan imzalı beyanlarında davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Tapu malikinin mirasçısı davalı ..."in ise karar tarihinden önce 29.12.2013 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının ise davayı kabul eden ... ve ... olduğu nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davacının; kadastro tespitleri ... (tapuda isim tashihi ile...) adına yapılıp kesinleşen tapulu taşınmazları harici olarak bu kişiden satın alıp, satın alma tarihinden beri zilyet ve tasarruf ettiği, ancak tapulu taşınmazların harici satışının geçersiz olduğu, dava konusu taşınmazlar halen tapuda... adına kayıtlı bulunduğu, İbrahim ... mirasçılarının çoğunun davayı kabul ettiklerini bildirmiş iseler de; mirasçı ..."in usulüne uygun şekilde davayı kabul ettiğine ilişkin herhangi bir beyan sunulmadığı, taşınmaz iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olmakla, tüm mirasçıların kabulü olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33.).
    Mahkemece, dava, tapulu taşınmazın haricen satışına dayalı tapu iptal ve tescil isteği olarak nitelendirilmiş ise de dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davacı tarafın dava konusu tapulu taşınmazlarda haricen satın alma ile başlayan zilyetliğe ve TMK’nin 713/2. maddesinde düzenlenen “ölüm” sebebine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir.
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de TMK"nin 713/2. maddesidir. Anılan fıkranın önceki düzenlemesinde “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir. Kanun maddesinde yazılı her üç neden ayrı davaların konusudur.
    Aynı Kanun maddesinin 1. fıkrasında ise; “tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiş, 5. fıkranın son cümlesinde de; “Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.” ilkesi getirilmiştir.
    Anılan kanuni düzenlemelere göre; tapulu bir taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi adına tesciline karar verilmesi için, malikin ya da paydaşın ölmüş olması, yukarıda açıklanan koşullarda en az 20 yıl süre ile zilyet olunması ve bu süre içinde tapu kaydının intikal görmemesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, belirtilen koşulların tamamlanmasıyla mülkiyet kendiliğinden zilyede geçmiş olur. Mahkemece, sonradan verilen iptal ve tescile ilişkin karar yenilik doğurucu (inşai) nitelikte olmayıp, önceden doğmuş mülkiyet hakkının belirlenmesi niteliğindedir.
    Her ne kadar, TMK"nin 713/2. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…ölmüş…” sözcüğü, Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmişse de; Anayasa"nın 153/5. fıkrasında “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de, 12.12.1989 tarihli ve 1989/11 Esas, 1989/48 Karar sayılı kararında iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralını kabul etmek suretiyle, hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.
    Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; TMK"nin 713/1 ve 2. fıkralarına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığının ve zilyet lehine kazanılmış (müktesep) hak doğduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihi ya da davanın açıldığı tarihten hangisi önce ise, o tarihe kadar zilyet lehine mülkiyeti kazanma koşulları tamamlanmışsa, tapunun iptaliyle zilyet adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
    Az yukarıda da zikredildiği üzere, TMK"nin 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması için bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında…” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Başka anlatımla mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerekir.
    Yukarıda izah edilen ilke ve esaslar ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde ;
    Dosya kapsamındaki bilgi, belge, tapu kayıtları, her iki taşınmaz yönünden mahallinde gerçekleştirilen keşif, alınan tanık beyanları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının haricen satın almanın gerçekleştiği 1978 yılında malik sıfatıyla zilyetliğinin başladığı, kayıt malikinin 1979 yılı ölüm tarihi ile dava tarihi 2010 yılı arasında kazandırıcı zamanaşımı olan TMK"nin 713/2 maddesinde yazılı kazanma süresi ve koşullarının gerçekleştiği, tapu kayıtlarının intikal görmediği, kayıt malikinin mirasçılarının gerek imzalı dilekçeler gerek duruşmada imzalı beyanları ile davayı kabul ettiklerini bildirdikleri sabittir. Buna göre yazılı şekilde yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece, TMK"nin 713/2. maddesine dayalı davalarda iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları olan davalıların harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları hususu da gözetilerek davanın her iki taşınmaz yönünden kabulüne karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davacı yararına hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacının yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi