19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5046 Karar No: 2016/10377 Karar Tarihi: 09.06.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5046 Esas 2016/10377 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar, müvekkil banka ile genel bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olmuşlardır. Çeklerin bir kısmı karşılıksız çıktığı için müvekkil tarafından ödenen kanuni karşılıklar nedeniyle ayrıca komisyon ücreti alacağı doğmuştur. Borçlu şirketin yedeğinde bulunan çekler risk oluşturduğu için bu çeklerin depo bedeli için davalılar aleyhine takip başlatılmıştır. Davalılar tarafından haksız olarak itiraz edilen bu takibin iptali ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsili için dava açılmıştır. Mahkeme, genel kredi sözleşmesi ve bankacılık hizmetleri sözleşmesinde davalıların imzalarının olmadığı, kefalet limitinin belirli olmadığı gerekçesiyle davacının talebinin reddine karar vermiştir. Kanun maddeleri açıklandığında kararın hangi kanunlara göre verildiği daha net anlaşılabilir.
19. Hukuk Dairesi 2016/5046 E. , 2016/10377 K. "İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I MAHKEMESİ : .... Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) TARİHİ : 21/04/2015 NUMARASI : 2014/99-2015/220 DAVACI : .... DAVALILAR : ....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı .... arasında genel bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeden müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduklarını, bu sözleşmeye göre asıl borçluya çek karnesi verildiğini, çeklerin bir kısmı ibraz edildiğinde karşılıkları bulunmadığı için kanuni karşılıklarının müvekkili tarafından ödendiğini, bu nedenle ayrıca müvekkilinin komisyon ücreti alacağının doğduğunu, borçlu şirket yedinde bulunan çekler nedeniyle risk bulunduğu için çeklerin depo bedelinin ödenmesi için davalılar aleyhine takip başlatıldığını, takibe davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı banka ile dava dışı şirket arasında genel kredi sözleşmesi ve aynı tarihli genel bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalandığı, davalıların bankacılık hizmetleri sözleşmesinde imzalarının bulunmadığı, takibe konu edilen çeklerin genel kredi sözleşmesine istinaden verildiği, davalıların bu sözleşmede müteselsil kefil olarak imzaları bulunsa da sözleşmede kredi limiti ve kefalet limitinin belirli olmadığı, davacı banka ile davalı borçlular arasında geçerli bir kefalet akdi oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacı ile asıl borçlu arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde limit bulunmamasına ve davalının kefalet imzası karşısında da kefil olunan miktarın gösterilmemiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.