16. Hukuk Dairesi 2016/1484 E. , 2018/7436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ...İli,... İlçesi, Damlataş Mahallesinde bulunan ve ... sırasında tescil harici bırakılan sınırlarını belirttiği taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi ... Gizlenci tarafından düzenlenen 09.03.2015 havale tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen, kırmızı renkle boyalı 2.328,27 metrekarelik taşınmazın bahçe vasfı ile davacı adına tapuya tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen, yeşil renkle boyalı 2.244,71 metrekarelik taşınmazın hali arazi olarak davalı ... adına tapuya tesciline, bu kısma yönelik davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ... sırasında tescil harici bırakılan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde ise davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, keşif sonrası dosyaya sunulan 10.03.2015 tarihli ... bilirkişisi raporunda, dava konusu taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin 1990 yılında münferit halde muhtelif meyve ağaçları dikilerek tarla olarak kullanılmaya başlandığı, taşınmazın yaklaşık 20-25 yıldır tarla olarak kullanıldığı belirtildiği halde, 13.03.2015 tarihli ziraat bilirkişisi raporunda, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kısmının killi-kumlu-tınlı, % 2-4 meyilli, % 15-20 taşlı-çakıllı ve az derin toprak yapısında olduğu, bu kısımda en fazla 5-6 yıl öncesinden başlanarak tarımsal faaliyetin yürütüldüğü kanaatine varıldığı belirtilmiş olup, bilirkişi raporları arasında oluşan bu çelişki yöntemince giderilmemiştir. Ayrıca çekişmeli taşınmazın sınırındaki 282 parsel sayılı taşınmazın onaylı tutanak sureti ve dayanağı olan belgeler dosya arasına getirtilmemiş, taşınmazın imar durumu araştırılmamış ve taşınmaza ait hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisleri tarafından inceleme yaptırılmak suretiyle taşınmaz üzerindeki imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve birbiri ile çelişen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle çekişmeli taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, imar planı içerisinde bulunuyor ise imar planının ne zaman onaylandığı ilgili Belediye ve Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmalı, taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu göz önüne alınarak, taşınmaz imar planı kapsamında ise, imar planının onay tarihinden, imar planı dışında ise dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra 3 ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliklerinin, imar-ihyalarına en erken ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının, arazilerinin ekonomik amacına uygun olarak zilyetliklerine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın (A) ve (B) bölümlerinin öncesinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadıklarını, eğimlerini, niteliklerini, toprak yapılarını, bitki örtülerini üzerlerindeki ağaçların cinsini, adedini ve yaşını, taşınmaz bölümlerinin imar-ihya edilip edilmediklerini, edilmiş ise imar-ihyalarının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu belirleyen bilimsel verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.