12. Ceza Dairesi 2019/3831 E. , 2019/9452 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/12/2015 tarihli ve 2014/10844 soruşturma, 2015/6917 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Edirne Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/01/2016 tarihli ve 2016/364 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Soruşturma dosyası kapsamına göre, 16/09/2014 tarihinde müştekinin akıma kapılması olayı sonrasında, yaralanma durumuna ilişkin 17/09/2014 tarihinde geçici hekim raporu düzenlendiği ve kesin rapor temin edilmediği, 24/02/2015 tarihine alınan ifadesinde müştekinin Tredaş yetkililerinden şikayetçi olduğunu beyan ettiği, bu tarihten sonra 27/03/2015 tarihinde şüpheli olarak ifadesi alınan ... tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun sonucu uyarınca yeniden 07/04/2015 tarihinde alınan ifadesinde çalıştığı iş yerinden şikayetinin olmadığını ama Tredaş yetkililerinden şikayetinin devam ettiğini bildirdiği, 20/04/2015 tarihinde alınan ikinci bilirkişi raporu uyarınca ise yeniden 27/10/2015 tarihinde alınan ifadesinde ise müştekinin çalıştığı şirket yetkililerinden şikayetçi olduğunu beyan ettiği;
Yapılan incelemede, 27/03/2015 tarihli raporun sonuç kısmında, müştekinin çalıştığı elektrik firmasının 1. derecede asli kusurlu, müştekinin 2. derecede tali kusurlu ve TREDAŞ"ın kusur ve ihmalinin bulunmadığı; 20/04/2015 tarihli ikinci bilirkişi raporunun sonuç kısmında ise müştekinin çalıştığı elektrik firmasının 1. derecede asli kusurlu, müştekinin 2. derecede tali kusurlu ve TREDAŞ"ın 3. derecede tali kusurlu olduğunun belirtildiği;
Şüphelilere atılı taksirle yaralama suçunun şikayete tabi bir suç olduğu, bu suç için 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73/1. maddesinde öngörüldüğü üzere altı aylık şikayet süresinin, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlayacağı yönündeki düzenleme dikkate alındığında, müştekinin söz konusu süre içerisinde şikayet hakkını kullandığı ve bu süre içerisinde şikayetten vazgeçtiğine yönelik bir beyanda da bulunmadığı, ayrıca yukarıda belirtildiği üzere müştekiye ait kesin adli rapor temin de edilmeyerek yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca Edirne Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/01/2016 tarihli ve 2016/364 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 03/04/2019 gün ve 94660652-105-22-2903-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/04/2019 gün ve 2019/38136 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müşteki ..."nın Emel Elektrik isimli iş yerinde çalıştığı, olay tarihinde Üyüklütatar köyünde Ethem Özcan"ın çeltik kurutma makinasında arıza olduğunu bildirmesi üzerine Mustafa Loca ile birlikte köye gittikleri, Üyüklütatar köyü girişinde bulunan elektrik trafosu sayaç panosuna bakmaya başladıkları, müştekinin arızaya bakmak için kontrol kalemiyle yaklaştığında elektrik panosunda kuvvetli bir patlamanın olduğu ve patlamanın alevinin müştekinin yüzüne ve iki koluna geldiğinden hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda; müştekinin 07/04/2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde olayla ilgili olarak çalıştığı şirket sorumlularından herhangi bir şikayetinin olmadığını sadece Tredaş yetkililerinden şikayetçi olduğunu beyan ettiği, 27/10/2015 tarihli ifadesinde ise gerek Tredaş yetkililerinden gerekse çalıştığı şirket yetkililerinden şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 73/5. maddesinde, iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçmenin, diğerlerini de kapsayacağı düzenlenmiş olup, taksirle işlenen suçlarda iştirak hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle, sanıklardan birinin hakkındaki şikayetten vazgeçmenin, diğer sanığa sirayet etmeyeceği gözetilmeden, müştekinin çalıştığı şirket yetkilileri hakkında şikayetçi olmamasının diğer sanıklara sirayetinin söz konusu olmaması karşısında, TCK’nın 73/5. maddesinin yanlış yorumlanması sonucu eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Edirne Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/12/2015 tarihli ve 2014/10844 soruşturma, 2015/6917 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Edirne Sulh Ceza Hâkimliğinin 20/01/2016 tarihli ve 2016/364 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.