Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/12203 Esas 2016/5147 Karar Sayılı İlamı

Davacı, kesilen yetim aylığının kesildiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte tekrar bağlanarak ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının durdurulması ve yersiz ödeme gerekçesiyle adına borç çıkarılmasına dair kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya ölü olan sigortalı annesi üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 25/10/2008 tarihi itibariyle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk işleminin tesis edildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı S Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir.
Somut olayda, davacı ve eşi H.. T.. 22/06/2007 tarihinde boşanmışlardır. Davacıya annesi nedeniyle yetim aylığı bağlanmıştır. 26/11/2010 tarihli kontrol memuru raporunda yer alan, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği yönündeki tespit üzerine yetim aylığı başlangıç tarihi itibariyle kesilerek, Kurumca, yapılan ödemeler borç kaydedilmiştir.
26/11/2010 tarihli Kontrol Raporunda; davacının komşuları olduğu saptanan Y D ve H Ö"in bilgilerine başvurulduğu, adı geçen komşuların yazılı beyan vermekten imtina ettikleri, ancak hakkaniyet gözeterek sözlü beyanda bulundukları ve davacının boşandığı eşi H.. T.. ile birlikte aynı daire ve apartmanda yaşadığını beyan ettikleri bildirilmiştir.


Yapılacak iş, 26/11/2010 tarihli Kontrol Raporunda sözlü beyanları alındığı belirtilen Y D ve H Ö in davacının komşusu olup olmadıklarını araştırmak, adı geçen kişilerin tanık olarak beyanlarını almak, davacı ile boşandığı eşinin beraber yaşamaya devam edip etmediklerini belirlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.