13. Hukuk Dairesi 2016/26982 E. , 2019/2903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka ile davalı borçlu arasında imzalanan 26.07.2013 tarihli ve 100.000,00 TL tutarındaki Bireysel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, vadesi gelen ardı ardına iki taksit ödenmediğinden borçluya 01.12.2014 tarihli muacceliyet ihbarı yapıldığını ve tebliğ edildiğini, bu ihbarla verilen 30 günlük sürede borcun ödenmediğini ve böylece tüm borcun muaccel hale geldiğini, akabinde hesabın kat edilerek ihtarname ve eki hesap özetlerinin gönderildiğini ancak borcun yine ödenmediğini, bunun üzerine borçlu aleyhine icra takibine girişildiğini, ancak borçlunun borcun tamamına yönelik itirazı ile icra takibinin durduğunu, haksız yere yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, likit borcuna kötüniyetle ve haksız olarak itiraz eden davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, aldırılan bilirkişi raporu ve sözleşme hükümleri gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile ... 23. İcra Müdürlüğünün 2015/2392 sayılı dosyasına yapılan itirazın toplam 87.051,55 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya dair ve icra inkar tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra- inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasını itiraz ile durduran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. O halde, kabul edilen asıl alacak bakımından, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir.
3-Davalı tüketici olup harçtan muaftır. Bu nedenle davalı tüketici aleyhine harca hükmedilemez. Hükmün harçla ilgili olan, 2-a ve 2-b bentlerinde, kabul olunan ve reddedilen bölümler yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, a bendinde “ kabul olunan bölüm yönünden tüketici sıfatını haiz davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, ’’ denilip, b bendinde “Reddolunan bölüm yönünden peşin alınan harcın alınması gereken harçtan mahsubu ile fazla alındığı anlaşılan 1.540,09 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,’’ şeklinde karar verilmesi bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının hüküm bölümünün 1. fıkrasında yer alan “... Asıl alacak ile ferilerinin likit olmayıp yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davacının yasal koşulları gerçekleşmeyen icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE," ibaresinin karar yerinden çıkartılarak yerine "... Alacak likit ve muayyen olduğundan hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, (3) nolu bentte belirtilen nedenlerle, hükmün 2-a ve 2-b bentlerinde yazılı söz ve rakamların karar yerinden olduğu gibi çıkartılarak yerine 2. bent olarak “ tüketici sıfatını haiz olan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan 1.569,29 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine’’ ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.