Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/19-53
Karar No: 2012/262
Karar Tarihi: 30.03.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/19-53 Esas 2012/262 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, elektrik tüketim bedeli için yapılan icra takibine haksız yere itiraz etmiştir. Davacı borçlu, borçlu olduğunu iddia ettiği şirkete borcu devretmiştir ve bu şekilde itiraz etmekte haklı olduğunu savunmaktadır. Ancak, Hukuk Genel Kurulu, borcun nakli için alacaklının açık muvafakatinin gerektiğini ve davacı alacaklının böyle bir muvafakatin olmadığını belirtmiştir. Kararda belirtilen Borçlar Kanunu (mülga) 818 sayılı Kanunun 173. maddesi gereğince, borcun nakli sözleşmesi yapılamaz. Ancak, borcun iç yüklenilmesi ve borcun dış yüklenilmesi olmak üzere iki ayrı yöntem var. Bu durumda, dava dışı şirkete borcun devredilerek taksit olarak ödenmesi borcun dış yüklenilmesi sayılacağı için alacaklının açık muvafakati gerekli değildir. Borçlar Kanunu'nun 173-181. maddelerinde borcun naklinin 4 ayrı yöntemi düzenlenmiştir.
Hukuk Genel Kurulu         2012/19-53 E.  ,  2012/262 K.
  • ELEKTRİK TÜKETİM BEDELİNDEN SORUMLULUK
  • BORCUN NAKLİ SÖZLEŞMESİ
  • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 173

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.07.2009 gün ve 2009/72 E., 2009/980 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 25.11.2010 gün ve 2010/4505 E., 2010/13386 K. sayılı ilamı ile,

(Davacı vekili, müvekkilinin 4815346 nolu elektrik tesisatının abonesi olan davalının, elektrik tüketim bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, müvekkilinin ilgili elektrik sayacının kurulu bulunduğu adreste kiracı iken elektrik idaresi ile sözleşme imzalandığını, müvekkilinin mecuru tahliye ettiğini, yeni kiracı dava dışı Halil ’in 01.04.2002-15.05.2005 döneminde sözleşme yapmaması nedeniyle bu dönemde kullanılan elektrik borcunun muhatabının müvekkili gözüktüğünü, adı geçen borçlu tarafından borcun yenilerek ödendiğini duyduklarını, talep edilen miktarda elektrik kullanılmadığını savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir.

Mahkemece  iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacı nezdinde elektrik abonesi olan davalının tüketilen elektrik nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan borcunu dava dışı U. Ayakkabı Kalıp San ve Tic.Ltd.Şti.’nin ödemeyi kabul edip davacı alacaklıya taksit yapılması talebinde bulunduğu, davacı alacaklının da borcu ödemeyi taahhüt eden dava dışı şirketin taksitlendirme talebini kabul edip, borcu taksitlendirdiği, dolayısıyla da dava dışı şirket ile davacı alacaklı arasında yapılan taksitlendirme işleminin BK.nun 173 ve devamı maddelerinde düzenlenen borcun nakli sözleşmesi niteliğinde olduğu, borcun nakli niteliğinde olan bu sözleşmenin de geçerli olduğu, bu sözleşmenin takip tarihinden önce yapıldığı, dolayısıyla da borcun nakli sözleşmesinin yapılmış olduğu tarihten itibaren de asıl borçlunun borçtan kurtulmuş olduğunun kabulü gerektiğinden alacaklının davalı borçluya müracaat etme olanağının kalmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Mahkemece, BK.nun 173.maddesi hükmü gereğince davacı ile dava dışı 3.kişi arasında borcun nakli sözleşmesi yapıldığı belirtilerek, abone davalı yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.

BK.nun 173.maddesinde belirtildiği üzere borcun nakli için alacaklının açık muvafakatinin bulunması zorunludur. Oysa somut olayda alacaklı davacının, borcun nakli için açık muvafakatinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece borcun nakli koşullarının olmadığı gözetilerek davalı abonenin elektrik tüketim bedelinden sorumlu bulunduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir.)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

                               HUKUK GENEL KURULU KARARI 

 Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

 Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici  nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

 SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.03.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI 

Dava, elektrik tüketim bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazdır.

Yerel mahkemece borcun dava dışı üçüncü kişiye nakledildiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Yüksek Özel Daire tarafından BK’nun 173. maddesine göre borcun nakli alacaklının açık muvafakatinin bulunması gerektiği ve böyle bir muvafakatin olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

BK’nun 173-181. maddeleri arasında borcun naklinin 4 ayrı çeşidi düzenlenmiştir. Bozma kararında varlığı kabul edilen borcun iç yüklenilmesi borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılan bir sözleşmedir. Burada alacaklı sözleşmenin tarafı değildir. Sözleşmenin geçerliliği de özel bir şekle tabi değildir. Alacaklı bakımından sonuç doğurabilmesi için alacaklının açık muvafakati gerekir.

Ancak, dava konusu somut olayda ise borcun iç yüklenilmesi değil, dış yüklenilmesi söz konusudur. Borcun dış yüklenilmesi BK’nun 174. maddesinde düzenlenmiştir. Borcun iç yüklenilmesi sözleşmesi borçlu ile üçüncü kişi arasında yapılmasına rağmen, borcun dış yüklenilmesi alacaklı ile üçüncü kişi arasında yapılmakta olup, her sözleşme gibi icap ve kabulle oluşur. Borcu yüklenen üçüncü kişinin icabının, alacaklı tarafından kabul edilmesi veya alacaklının icabının üçüncü kişi tarafınca kabulü ile borcun nakli sözleşmesi kurulur. Burada alacaklının kabulü örtülü (zımni) olabileceği gibi açık da olabilir. Yani, gerçek anlamda borcun nakli sözleşmesi olan borcun dış yüklenilmesinde  alacaklının  kabulünün  açık  olması  zorunlu  değildir.  BK’nun  174.

maddesinde düzenlenen gerçek anlamdaki borcun nakli sözleşmesi özel bir şekle tabi değildir. Taraflar dilerlerse sözlü, yazılı ve resmi şekilde yapabilirler (Eren Fikret, a.g.e., sh.1200-1203; Uygur Turgut, Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, 8. cilt, Seçkin, Ankara, 2003, sh.4450-4452; Tekinay, S.Selahattin/Akman Sermet/Burcuoğlu Haluk/Altok Atilla, Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7.Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1993, sh.273-276)

Davacı, B.Elektrik Dağıtım A.Ş. Göngören İşletme Müdürlüğü’nün yukarıda belirtilen 20.06.2003 gün ve 1842 sayılı yazısından ve davacı vekilinin delil olarak ibraz etmiş olduğu borcun taksitlendirme planından açıkça anlaşıldığı üzere borcun taksitlendirme işlemi dava dışı U. Ayakkabı Kal.San.Tic.Ltd.Şti. ile davacı alacaklı arasında yapılmıştır. Yapılması da dava dışı belirtilen şirketin icabının davacı tarafından kabulü ile olmuştur. Zira, dava dışı şirketin borcu üstlenmeye ilişkin taksitlendirme talebini davacı kabul edip, taksitlendirmeyi yapmış ve borcu takside bağlamıştır. Bu da BK’nun 174. maddesinde düzenlenen borcun dış yüklenilmesi olan gerçek anlamdaki borcun nakli sözleşmesidir. Davacı alacaklının cevabi yazısından, kabulün açık olduğu da anlaşılmaktadır. En azından taksitlendirmenin kabulü ve bir kısım taksitleri davacının zımni kabulünün olduğu anlaşıldığından sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi