22. Hukuk Dairesi 2016/304 E. , 2018/8151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 29.04.2008-18.09.2012 tarihleri arası çalıştığını ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği beyanla kıdem tazminatı, fark ücret, asgari geçim indirimi, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, genel tatil ve hafta tatili günlerinde yapılan çalışmaların ispatı açısından da geçerlidir.
Dosya kapsamından davacının, davalıya ait işyerinde 29.04.2008- 18.09.2012 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre yargılama sırasında dinlenen davacı tanık beyanları ve vergi beyannamesi kayıtlarına itibarla davacının genel tatil, fazla çalışma ve hafta tatili alacağı talepleri kabul edilmiş ise de beyanları esas alınan davacı tanıklarının davalı işyerinde çalışmadıkları ve davacının genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışmasını bilebilecek durumda olmadıkları gibi dosya içindeki vergi beyannamesi kayıtlarının da davacının işyerindeki çalışma düzenini gösterir nitelikte olmadığının anlaşılmasına göre davacının genel tatil, hafta tatili ve fazla mesaiye yönelik iddiası hakkında inandırıcılığı yeterli bulunmayan tanık beyanı ve vergi beyannamesi kayıtlarından başka delil ibraz ve ikame etmemiş olması karşısında, dava konusu genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Ödeme itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Kural olarak, yargılama aşamasında sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delilin o davaya konu olan borcu kesin olarak ortadan kaldıran bir nitelik taşımasıdır. Borcun ödendiğini gösteren makbuz veya ibraname bu istisnanın tipik örneğidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.01.2010 tarih 2009/9-586 esas-2010/31 karar sayılı kararı )
Somut olayda, davalı işveren tarafından temyiz aşamasında dosyaya, dava konusu asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarına ilişkin ödeme tahakkukları içeren bordrolar ibraz edildiği görülmektedir.
Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davalının dosyaya sunduğu belgeler konusunda yeni bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.