Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/19-56
Karar No: 2012/260
Karar Tarihi: 30.03.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/19-56 Esas 2012/260 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ile davacı arasında yapılan araç kiralama sözleşmesi kapsamında kiralanan araç hasar gördüğünde, davacı hasar bedelini davalıdan talep etmiş ancak davalı bu talebi reddetmiştir. Davacı bu durumda itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkeme bu talebi reddetmiştir. Özel Daire, davacının ispat yükümlülüğü olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Hukuk Genel Kurulu ise, davalının savunması doğrultusunda, hasardan kendisinin sorumlu olmadığını savunsunun ispat yükü altında olduğuna karar vermiştir. Mahkemece, davalının sorumluluktan kurtulma imkanı olup olmadığı ve davacının da araçta oluşan zarar miktarının ispatı konusunda varsa delilleri incelenerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi “ispat yükü” hükmü açıklanmıştır. Ayrıca, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereği direnme kararının bozulduğu belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu         2012/19-56 E.  ,  2012/260 K.
  • ARAÇ KİRA SÖZLEŞMESİ
  • KİRALIK ARAÇTA HASAR OLUŞUMU
  • İSPAT KÜLFETİ

    "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.03.2008 gün ve 2007/929 E., 2008/283 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07.10.2009 gün ve 2008/11742 E., 2009/8975 K. sayılı ilamı ile,

    (…Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen araç kiralama sözleşmesi kapsamında davalı yanca kiralanan aracın hasarlanması üzerine sözleşme hükümlerine göre hasar bedelinin davalıdan talep edildiğini, davalının olumsuz yanıt vermesi üzerine takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı vekili, müvekkilince davacıya ait aracın kötü kullanılmadığını, araca alınan yakıtın ayıplı olması sonucu araçta arıza oluştuğunu ve müvekkilinin somut olayda kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.

    Mahkemece davacı yanca kanıtlanamayan davanın reddiyle takibin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

    Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesi uyarınca kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür. Mahkemece anılan sözleşme hükmü gözetilerek araştırma ve inceleme yapılıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...)

    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili 

                                   HUKUK GENEL KURULU KARARI 

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

    Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.

    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesinde yer alan “kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür.” hükmünün mahkemece irdelenip irdelenmediği, buna göre yeterli araştırma ve inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

    Ne var ki, Hukuk Genel Kurulu"nda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle ispat külfeti üzerinde durulmuştur:

    Bu nedenle, öncelikle “ispat yükü” ne ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır:

    Hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesi gerektiğini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusu ile karşılaşır, buna “ispat yükü” denir.

    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK) ’nun “İspat Yükü” başlıklı 6. maddesi  “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmünü içermekte olup; buna göre, bir vakıadan lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir.

    Diğer taraftan, normal bir duruma dayanan tarafın, bu iddiasını ispat etmesi gerekmez; ispat yükü bu normal durumun aksini iddia eden tarafa düşer.

    Somut olaya gelince:

    Taraflar arasında düzenlenen araç kiralama sözleşmesi uyarınca dava konusu araç davalı/kiracıya teslim edilmiş; aracın hasarlanması üzerine de davalı tarafından davacı/kiralayana iade edilmiştir.

    Taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesi uyarınca kiracı kiralananı kira süresi sonunda kiralayana aldığı gibi hasarsız olarak teslim etmekle yükümlüdür.

    Sözleşme gereğince araç davalıya teslim edildiğine ve teslim sırasında davalı tarafça aracın hasarlı olduğu konusunda bir kayıt ileri sürülmediğine göre aracın teslimi sırasında hasarsız olduğunun ya da teslim anında henüz hasarın ortaya çıkmamış bulunduğunun kabulü gerekir.

    Kendisinin yedinde iken ortaya çıkan hasar üzerine aracı kiralayana iade eden ve davacının hasar bedelinin tazminine yönelik olarak önce takip sonra da eldeki dava ile karşılaşan davalı/kiracının, savunması ise; aracın kendisi tarafından kötü kullanılmadığı, araca alınan yakıtın ayıplı olması nedeniyle araçta arıza oluştuğu ve kendisinin kusuru bulunmadığı yönündedir. 

    Şu haliyle, taraflar arasında araç kira sözleşmesinin varlığı ve aracın hasarlı olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmede öncelikle yukarıda ayrıntısı açıklanan ispat külfetine ilişkin olmak üzere değerlendirme yapılmış; hasarın varlığının belli olması karşısında, davalının savunma olarak getirdiği hasardan sorumlu olmadığı yönündeki iddiasını, davacının da hasarın miktarını ispat yükü altında oldukları oybirliği ile benimsenmiş; diğer hususların irdelenmesine geçilmiştir.

    Kural olarak; kiralanan aracın davalı/kiracı yedindeyken oluşan zararından, davalı sorumludur. Ne var ki, davalı bu zarardan kendisinin sorumlu olmadığını savunmuş olduğuna göre, bu savunmasını ispat etmek durumundadır. Yerel Mahkemece, davalının sorumluluktan kurtulma imkanı olup olmadığı yönünde ve ayrıca davacının da araçta oluşan zarar miktarının ispatı konusunda varsa delilleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.

    Bu nedenle Yerel Mahkemece, davacıya hem zararın neden kaynaklandığını hem de zararın miktarını ispatlamak yükümlülüğünün yüklenmesi yanlıştır.

    O halde, Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da bozma ilamında ve yukarıdaki ilave gerekçelerle benimsenen Özel Daire bozma kararına, uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

     S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi