Taraflar arasındaki “imzaya itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 27.05.2009 gün ve 2009/795 E., 2009/1505 K. sayılı kararın incelenmesi davalı/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 21.04.2010 gün ve 2010/28133 E., 2010/9868 K. sayılı ilamıyla;
(...Borçlu vekilinin imza itirazı üzerine mahkemece tensip tutanağı ile alacaklının takip konusu senet asıllarını duruşma saatine kadar ibraz etmesi, yedlerinde değil ise bulunduğu yeri bildirmelerine karar verilmiş ve bu husus yerine getirilmediğinden imza itirazının kabulüne karar verilmiştir. İcra tutanağında 3 Eylül 2009 tarihli icra müdürlüğü kaşesi ile senet-çek aslının kasada olduğu yazılı olduğuna ve bu hususu mahkemece de bilinmesi gerektiğine göre mahkemece çek aslının duruşma gününde icra kasasında olup olmadığı araştırılarak, kasada olduğunun anlaşılması halinde imza itirazının yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı/alacaklı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takipte 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 170. maddesine dayalı imzaya itiraza ilişkindir.
Davacı/borçlu şirket vekili, müvekkili aleyhine girişilen takipte dayanak çekteki imzanın müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ait olmadığını beyanla imzaya itirazlarının kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davalı/alacaklı vekiline meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen süresi içerisinde takip konusu çek aslının ibraz edilmediği ve bulunduğu merciin de bildirilmediği, duruşma esnasında davalı vekilinin çek aslını ibraz için mehil talebinin de davacı tarafından kabul edilmediği, gerekçesiyle yapılan usulüne uygun ihtarat gereği davacı yanın imza itirazının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına karar vermiştir.
Davalı/alacaklı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece, takibe konu çek aslının icra kasasında bulunmadığı, davalı/alacaklının yedinde bulunduğu gerekçesiyle direnilmiş; hükmü davalı/alacaklı vekili temyize getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, somut olay yönüyle, takip konusu çek aslının 12.02.2009 tarihinde icra kasasından davalı/alacaklı vekili tarafından teslim alındığı; Mahkemece kendisine 24.04.2009 tarihinde tebliğ edilen tensip tutanağı ile çek aslını en son duruşma saati olan 27.05.2009 günü saat 10:30’a kadar ibraz etmesi için süre verildiği halde ibraz etmediği ve mahkemece 27.05.2009 tarihli duruşmada, yapılan ihtarat da dikkate alınarak imzaya itirazın kabulüne karar verildiği; bunun üzerine davalı tarafından 03.09.2009 tarihinde çek aslının icra kasasına teslim edildiği, böylece davalı/alacaklı tarafından çek aslının istenilen sürede ibraz edilmeyerek, yedinde bulundurduğu anlaşıldığından Yerel Mahkemenin bu yöndeki direnme kararı yerindedir.
Ne var ki, davalı/alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmediğinden, dosyanın bu yönde inceleme yapılmak üzere Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde olup, davalı/alacaklı vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 30.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.