8. Hukuk Dairesi 2015/2034 E. , 2015/18746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2014/20-2014/130
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı ve davalılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlu vekili birleşen dosyadaki şikayetinde; takibe dayanak Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/112 Esas, 2012/118 Karar sayılı ilamının 18/06/2013 tarihinde bozulduğunu, takibin ise bozma karar tarihinden sonra 03/01/2014 tarihinde yapıldığını açıklayarak takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme"ce takibe dayanak ilam karar tarihinden sonra 03/12/2012 tarihinde davacıların davalı .. Narenciye Ltd. Şirketi hakkındaki davalarından feragat ettiklerini belirttikleri ve bu nedenle Yargıtay"ca kararın bozulmasına hükmedildiği, davalı alacaklılar D.. A.., S.. A.. ve Ö.. A.."ın borçlu .. Narenciye Ltd. Şirketi açısından takip dayanağı ilama yönelik davalarından diğer davacılar ile birlikte feragat ettikleri, böylece davacı borçlu .. Narenciye Ltd. Şirketi yönünden takibin dayanağının kalmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Hükmün alacaklı vekili tarafından, birleşen dosya dava dilekçesinin taraflarına gönderilmediği bu nedenle savunma haklarının kısıtlandığı, vekiledenlerinin ne davadan ne de takipten feragat etmedikleri gerekçesiyle temyiz edildiği anlaşılmaktadır
Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. ve 1982 Anayasası"nın 36. maddelerinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir.
İİK"nın 18/3. maddesinde ise; "Aksine hüküm bulunmayan hallerde İcra Mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. . Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi karardan etkilenecek olanlara şikayet dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması da gerekir.
Somut olayda; Mahkemece duruşma yapılmadan karar verilmiş olması nedeni ile alacaklı vekilinin birleşen dosyaya ilişkin olarak savunmasının alınmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Mahkemece, yargılamanın yürütülmesi, taraf teşkilinin sağlanması, İİK"nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan tüm deliller değerlendirilerek talebin neye ilişkin olduğu belirlenip sonucuna göre inceleme yapılarak bir karar verilmesi yerine evrak üzerinde yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara ayrı ayrı iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.