Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30578 Esas 2018/8141 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/30578
Karar No: 2018/8141
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30578 Esas 2018/8141 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/30578 E.  ,  2018/8141 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.09.1997-01.08.2008 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini, haksız fesih sonrası kıdem tazminatı alacağına ilişkin işverene yapmış olduğu ilamsız icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili dava konusu kıdem tazminatı alacağının varlığını ispat yükünün davacının üzerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasında, feshe ilişkin ispat yükü ile iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez.

    Somut olayda davacı iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini iddia etmiş, davalı işverence davacının istifası savunulmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin haklı bir nedene dayanılarak feshedildiğinin ispat yükünün davacı işçide olduğu ve davacının dava dışı işçinin dosyasında tanık sıfatıyla verdiği ifadesi gerekçe gösterilerek dava konusu kıdem tazminatına ilişkin itirazın iptali talebinin reddine karar verilmiş ise de 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20/2 maddesi uyarınca feshe ilişkin ispat yükünün işverenin üzerinde olduğu, davacının şikayeti üzerine Türkiye İş Kurumu tarafından yapılan inceleme sonucunda tutulan 08.05.2014 tarihli tutanağa göre davalı işveren vekilince; “davacının kıdem tazminatı talebinin kabul edildiği, kıdem tazminatının işçi tarafından talep edilmediği için ödenemediği” ifade edildiği, işverenin kabulünü içeren söz konusu tutanağın İş Kanunu 92/3 uyarınca aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğu, yine hükmün gerekçesinde değinilen davacının Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/344 esas sayılı dosyasında tanık sıfatıyla vermiş olduğu ifadesindeki beyanın tam anlamı ile istifa olarak kabul edilemeyeceği hususları gözetilmeksizin itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.