
Esas No: 2016/1471
Karar No: 2016/10342
Karar Tarihi: 08.06.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/1471 Esas 2016/10342 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Nazım Duygu"nun kullandığı tarımsal krediye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, 5661 sayılı Kanun"un 6.maddesi hükmü ile ..."ndan 20/08/2002 tarihinden önce çekilen tarımsal kredilere kefil olanların sorumluluğunun Kanun"un yürürlüğe girdiği 12/04/2011 tarihi itibariyle sona erdirildiğini, kefil olunan kredinin 20/08/2002 tarihinden önce kullandırılmış olması nedeniyle kefaletin sona ermesine rağmen, davalı bankanın kötüniyetle takip başlattığını ileri sürerek, takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ve davalı hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kefil olunan kredinin anılan kanun kapsamına girmediğini, kaldı ki, kredi kanun kapsamında kabul edilecek olsa bile icra müdürlüğüne başvurarak takibin durmasını sağlayabilecek olan davacının, menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı ..."nun davalı bankadan kullanmış olduğu tarımsal krediye kefaleti nedeniyle davacı hakkında icra takibi başlatıldığı,..."ndan 20/08/2002 tarihinden önce çekilen tarımsal kredilere kefil olanların sorumluluğunun yasa gereğince yürürlük tarihi olan 12/04/2011 tarihi itibariyle sona erdiği, davaya konu kredinin anılan tarihten önce kullandırılması nedeniyle (16/06/2002) yasa kapsamına girdiği, bu itibarla davacı kefilin borçtan sorumluluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının ....İcra Müdürlüğü"nün 2012/779 esas sayılı dosyasına konu tarımsal kredi sözleşmesine kefaleti nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının takipte haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacağın %20"si oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre , davalı vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Somut olayda, icra takibinde, davalı bankanın kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: (1) numaralı bent uyarınca, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca, mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/06/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Somut olayda, davalı bankanın takip tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5661 sayılı Yasa gereği kefil olarak imzaladığı tarımsal kredi sözleşmesi nedeniyle davacının sorumlu olmadığı sözleşmeye dayalı icra takibine giriştiği, tacir olan davalı bankanın kredi sözleşmesinin anılan Yasa kapsamında olduğunu bilecek durumda bulunduğu, bu nedenle yerel mahkeme tarafından davalı banka aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olduğu görüşünde bulunduğumdan saygıdeğer çoğunluğun yazılı şekilde bozma doğrultusunda gerçekleşen kararına muhalifim.